Kavramsal Sorgulama

"yorum" lisan ici bir faaliyettir...
kavramsal sorgulama oyle dedig, kavramlarin lisan ici kullanimlarini sorgulamadir. Kavramsal sorgulama zihinsel bir faaliyet de degildir, adi ustunde kavramlari sorgulama faaliyeti. Bakin soyle somut bir ornek vereyim belki o zaman soyut olan daha iyi anlasilir.
Bir takim kutunuz var, takim kutunuzda:
Cekic, testere, cetvel ve sakul var.
Fakat siz marangozluk, yada insaat islerinde acemisiniz, bu takimlarin nasil kullanildigini bilmiyorsunuz, elinize ne gecerse dilediginiz gibi kullaniyorsunuz, ya da atalarinizdan oyle ogrenmissiniz ona gore kullaniyorsunuz, bu takimlari icat edenlerin ne maksada hizmet etsin diye bunlari icat ettigi unutulmus, daha onceden bunlarin kullanimlariyla ilgili ornekler de kaybolmus gitmis.
Simdi siz cerceveye cami tutturmak icin ince civiler almissiniz bunu camin kenarindan vurarak cerceveye cakarsaniz cami cerceveye ilistirmis olacaksiniz, sonrada macun surerek camla cerceve arasini kapatacak camin sallanmasini onliyeceksiniz. Fakat butun bunlari yapmadan once cami kesmeniz lazim, testereyi elinize aliyor cami kesmeye calisiyorsunuz, cam kiriliyor, gidiyorsunuz bir cam daha aliyorsunuz yine deniyorsunuz cam yine kiriliyor. Caresizlik icinde kalip bunu mahallenin arif kisilerinden birine soruyorsunuz, hay sormaz olaydiniz adam basliyor sizi sorgulamaya;->
Hangi takimi kullandiniz?
Nasil tuttunuz?
Cami nereye koydunuz?
Testerenin disleri kac santim?
Daha once bu testereyle cam kesildigini gordunuz mu?
Falan, filan bir yigin sorgu sual sonunda Arif kisi size soyle diyor:-> eger bu testereyle cam kesmeye kalkarsaniz cam kirilir, cunku bu testere cam kesmeye uygun degildir, cam kesmek icin baska bir testere gerek, ya da baska bir alet, ben takim taklavat mucidi degilim ama bu isin gercegi bu, bu testere bu ise yaramaz...siz bir kiziyorsunuz, bir kiziyorsunuz ki sormayin adama basliyorsunuz verip veristirmeye "Ne bicim Arif kisisin, Babamdan miras testereye ise yaramaz dedin ciktin, yok onunla cam kesilmezmismis, adi ustunde "testere" onune geleni kesmesi gerek, bilmiyorsun nasil kullanmam gerektigini bana "olmaz bu is" deyip cikiyorsun, ben testeremden vazgecmem, eninde sonunda bu cami bu testereyle kesmeyi ogrenecegim, bak sen gorursun ise yaramaz filozof seni!"
Arif kisi size donup "nasil dilerseniz, oyle yapmayi diliyorsunuz boyle sonuca variyorsunuz, ben bir Arif kisi olarak size aman bunu dilemeyin diyecek halim yok, ben size olsa olsa bu testereyi boyle, boyle kullandiginiz icin su hoslanmadiginiz sonuca ulastiginizi size gostermek icin testere nasil kullanilir birkac ornek de gostermedim mi - agacin dallarini keserek?"

Bizim kavramsal sorunlu vatandasimiz bun karsilik "Aaa bak bu hatirima iyi bir fikir getirdi eger cami agacin dalina cikip kesmeye calisirsam belki o zaman basaririm, hehheee, bu is tamam...." deyip yaninizdan ayriliyor...

simdi siz bu Arif kisiye zihinsel bir faaliyette bulundu mu diyeceksiniz?
marangozluk faaliyetinde bulundu mu diyeceksiniz?

Bakin ben bu benzetmeye biraz daha devam edeyim bunun altindan neler cikacak;-)

Yukarida anlatilanlara gore kotu bir filozof, kotu bir muteahhide (halk dilinde mutayit ya da daha dogrusu muta-it) benzer ayni Istanbul'un altini ustune getiren, icinden cikilmaz hale getirenler cindinden. Adama caminizin kubbesi sizdiriyor gel sunu tamir et diye ruhsat verirsiniz, adam baslar insaata. Tabi iskele insa etmesi lazimdir kuppeye ulasip isini gorebilmesi icin. Iskele kurulmaya baslar, fakat birturlu bitmez, yagmur mevsimi yaklasir, yagmur yagmaya baslar. Muayitimiz hemen buna bi care bulur, iskelenin uzerini bir guzel plastikle kaplar. Yagmurun onune gecilmis olur, cemaat da sevinc icindedir cunku artik kubbeden, tavandan iceri su sizmiyordur. Hatta bunu musahade eden bazi cemaat mensuplari cami yonetimine " Kardeslerim, mutayite para yetistiremiyoruz, isterseniz bu isi burada keselim, bakin artik yagmur sizintiya sebep olmuyor, fazla masrafa ne gerek var maksat hasil oldu." Fakat akleden biri buna itiraz eder "Biz bu sizintinin sonucta kubbenin cokmesine sebep olacak bir bozulmaya yol acacagini bildigimiz icin bunun tamirini istedik, bunu ihmal edersek butun kubbe basimiza yikilir bir gun altinda kaliriz Allah korusun!, fakat ben bastan beri mutahitlere guven olmiyacagini bunlarin zindik oldugunu soylemistim"... tartismalar boyle surup giderken mutahit isi daha da ilerletir ve caminin avlusuna birkac santiye insa ederek oraya tamiratta calisacak olanlari kirayla yerlestirir, gel zaman, git zaman santiye caminin etrafinda bir mahalle olusturur, avluya cocuklarin oynamasi icin bir futbol ve basketbol sahasi yapilir, santiyeler ve iskele insaatlar artik Camimizin kulliyesi haline donusmustur, bunlari buradan sokup atana askolsun;-))

Hikayenin buradan otesi abk'ya birakayim;-))

Iste kardeslerim bugun bizim lisanimiz bu gibi mutaahhitlerin (kotu filozoflarin) elinde (dilinde) bu gordugunuz icinden cikilmaz hale sokulmustur, haklisiniz, simdi siz tutupta filozoflara nasil guvenebilirsiniz;->>

Biliyorum icinizden soyle diyenler cikacak "bunlara guvenmektense camii yikar yeniden insa ederiz"...

ancak tamirinden bile aciz oldugunuz bir yapiya benzerini nasil insa edeceginiz tabi bir mechul...yani neresinden baksaniz isiniz guc.

Soyleyin bakalim boyle acikli bir durumda siz olsaydiniz naapardiniz?!