1 Ocak 2018 Pazartesi

O Pamuk’un Babasinin Bavulu

O Pamuk’un Babasinin Bavulu

Orhan Pamuk Babamin Bavulu adli soylevinde bakiniz ne demis:

"Onu ancak degiistirerek gerceklige katlanabildigim icin yaziyorum."

Orhan Pamuk okudugum Istanbul adli kitabinda da bu soylevinde de Babasini zevahiri kurtaramamis olmanin bezginligi icinde yasamis biri olarak bize tanitmaktadir.

Aslinda Babasi Orhan'a bavulunu verdiginde Orhan'in gercek endisesi Babasinin da kendisi gibi zevahiri kurtarip kurtaramadigiydi. Bavulu acipta kendisi gibi zevahiri kurtaramadigini gorunce "hakiki" Babasini kaybetmedigine sevinir. Ve bundan sonra kendisinin Bati'dan ogrendigi yegane huner olan zevahiri kurtarmak yetenegini kullanarak Babasinin kurtaramadigi o zevahiri kurtarmakla ovunur.

Bence Orhan'in bu soylevinde dile getirmeye calistigi en onemli gozlem su:

"Kendimi kolaylikla ozdeslestirebildigim Bati-disi dunyada buyuk kalabaliklarin , topluluklarin ve milletlerin asagilanma endiseleri ve alinganliklari yuzunden zaman, zaman aptalliga varan korkulara kapildiklarina tanik oluyoruz. ...Bati dunyasinda da zenginligin asiri gururuyla milletlerin, devletlerin zaman, zaman benzer bir aptalliga yaklasan bir kendini begenmislige kapildiklarini da biliyorum."

Ama aslinda Orhan sunu demek istiyor;->

"Kendimi kolaylikla ozdeslestirebildigim Bati-disi dunyadaki SPEE'lerin kendi yasalarini yapma ve uygulama imkanlari Batinin sekularo-fascist siyasal yapilariyla engellendiginden yasalarina sahiplenmeleri halinde asagilanmalari ve baski altinda tutularak takip edilmeleri, dislanmalari yuzunden dehset icinde kimliklerini kaybetme korkulariyla kivrandiklarina tanik oluyoruz. ...Bati dunyasinin da zenginligin asiri gururuyla sekularo-fascistlerin kendi yasalarinin super yasalar olduguna inanan diger SPEElere bunlara boyun egmekten baska secenek tanimayan kendini begenmislik cinnetinde olduklarini da biliyorum."

Fakat Orhan aradan yuz yil gecse de bunlari bu sekilde dile getiremez. Bunu yapamiyacak olmasinin baslica nedeni Orhan'in kendini gercek bir Batili gibi "zevahiri kurtarma"'ya adamis olmasidir. Ayrica Orhan'in kelime haznesi de bunlari ifade etmesine yetmez. Orhan hala "millet"'le "ulus"'u birbirine karistirmakta, Kitabimizdan lisanimiza mal edilmis bir koklu kelime olan "hak/hakikat" kelimesinin bile yozlastirilmis halini veri olarak kabul edip, onu daha da yozlastirarak "hakikilik/hakiki(authentic)"'e indirgemis bulunmaktadir.

Orhan itiraf ettigi gibi "gerceklige/hakikate" katlanamaz bir kavramsal bunalim icindedir. Onun icindir ki Orhan kolay yolu secip ayni Batililarin yaptigi gibi "hakikatleri degistirip" zevahiri kurtarmak(salvare apparentias)'ta bulur kurtulusu. Bunun icin Nobel'e layik gorulmesine sasmamak lazim.

Fakat Bati icin aci gercek su;-> Salvare apparentias adina dagitilan Nobeller Batinin zevahiri kurtarmasini saglayamiyacak;->RO(T/F)L  

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Halife Abdulhamid II'nin duasinin duzeltilmis hali:

" Allahım helal etmiyorum!   Şahsımı değil, ümmetimi bu hale getirenlere, hakkımı helal etmiyorum! Beni, benim için lif lif yolsalar, c...