MASONLUGUN MENSEI - Prof Dr Ahmet Yuksel Ozemre
MASONLUGUN MEN$EI
Prof Dr Ahmed Yuksel OZEMRE,
Cagri$im Dergisi, Yil 5, Sayi 37, 1997.
Mabed $ovalyeleri'nin
Tarih Sahnesine Ciki$i
1095 yilinda Papa ii. Urbano'nun cagrisi uzerine
te$ekkul etmi$ olan I. Hacli Seferi ordusu 1099'da
Kudus'u i$gal etti. Salahaddin Eyyubi'nin 1187'de
Kudusu geri ali$ina kadar 99 yil surmu$ olan bu
i$gal mustevlilerin kisa zamanda te$kilatlanmalarini
gerektirdi. Kurulan "Deniza$iri Latin Devletlerini"nin
resmi te$kilati yaninda bugunun tabiriyle "Gonullu
Kurulu$lar" da pitirak gibi bitmeye ba$ladi. Bunlardan
biri de fransiz asilzadelerinden Hugues de Payns'in
1118'de kurdugu "Mesih'in Fakir $ovalyeleri" te$kilati
idi. Bu $ovalyeler, kendilerini, Kudus'u ziyaret edecek
olan hiristiyan hacilari korumak ve Kudus'e giden
yollari mudafaa etmekle yukumlu addetmekteydiler.
1125 yilinda Kudus'un yeni hiristiyan kirali Mescidu-l
Aksa'yi "Mesih'in Fakir $ovalyeleri"ne tahsis edince,
buranin Hazreti Suleyman'in Mabedi'nin bulundugu yer
olarak bilinmesinden oturu bu te$kilat da, bu munasebetle,
ismini "Mabed $ovalyeleri"ne tebdil etti. Ayrica Papaliga
da, bir dini/askeri tarikat olarak resmen taninmasi
icin, muracaatta bulundu. Bu talep 1129'da kabul
ve tescil edildi.
Mabed $ovalyeleri (Les Chevaliers du Temple) zamanlarinin
aydin asilzadelerinden olduklari icin yalniz Kudus ve
civarinda degil guney Fransa ve Paris'de de kisa surede
te$kilatlandilar. Bu te$kilati kurmak icin ihtiyaclari
olan parayi da Avrupa ile Ortadogu arasinda ticarete
araci olmak suretiyle elde ettiler. "Cek" ve "kredi
mektubu" araciligiyla i$ gormeyi ilk ihdas edenlerin
Mabed $ovalyeleri oldugu soylenmektedir. Bu sayed
Ortadogu'ya mal satin almaga giden avrupali tuccarlar
yanlarinda korsanlara ya da e$kiyaya kaptiracak para
ta$imdan guvenceli bir $ekilde seyahat edebiliyorlardi.
Mabed $ovalyeleri bu faaliyetlerden ba$ka bankerlige ve
ticarete de el attilar. Hatta Fransiz kiralinin hem
bankeri hem de ikrazcisi oldular.
Bu faaliyetlerindeki ba$arilarini Ortadogu'daki arap
tuccarlarina telkin ettikleri durustlukle ve verilen soze
sadakatle saglamaktaydilar. Bu vasiflar once kar$ilikli
ticari itimadin, daha sonra dupeduz itimadin teessusune
yol actigi gibi Mabed $ovalyeleri'ne arap dunyasinin
kapilarini da acmi$ti. Bu vesileyle Hasan Sabbah'in
"Ha$$a$iler Te$kilati" ile de temas kurdular. Bu, onlara,
gizli kalmak ve bu yolla kudretini arttirmak isteyen
bir te$kilatin yapisi hakkinda da, boyle bir te$kilat
uyelerinin birbirlerini tanimak icin nasil bir i$eretle$me
kodu kullanmalari hakkinda da fikir sahibi yapti.
Mabed $ovalyeleri Ha$$a$iler'den elde ettikleri bu
bilgileri ufak degi$ikliklerle kendi te$kilatlarinda da
uygulamaya ba$ladilar. Mesela el siki$irken ba$ parmagin
kar$isindakinin bilegine temasi Mabed $ovalyeleri'nden
oldugunun i$areti oluyordu. Eli sikilan da bir Mabed
$ovalyesi ise o da ayni $ekilde bir i$aretle bunu belli
ediyordu; ama eger degilse zaten bu i$aretin ne demek
istedigini anlamiyordu. Mabed $ovalyeleri'nin Muslumanlar'in
pek cok adetine a$ina olduklari ve hatta bunlari gizliden
gizliye uyguladiklari da iddia edilmektedir. Ibn-al Esir,
bunlar icin: "Bu $ovalyeler sofu adamlardi; bu da verdikleri
sozu tutmalarinin garantisiydi" dedikten sonra Hiristiyanlar
ile Muslumanlar arasinda aktedilen anla$malarin gecerli
olmasi icin Mabed $ovalyeleri'nin garantisinin yeterli
oldugunu ilave etmektedir.
Kudus'un Muslumanlar tarafindan geri alinmasindan sonra
Mabed $ovalyeleri'nden yakalanan herkesin kafalarinin
kesilmesine ragmen tarikatin o zamanki Ustad-i Azami
Gerarad de Ridefort'un bu katliamin di$inda tutulmu$
olmasi dikkat cekicidir. Ayni zatin serbest birakildiktan
sonra direnen $ovalyeleri teslim olmaga zorlamasi da bir
ba$ka garabettir.
Kudus macerasi bittikten sonra Mabed $ovalyeleri merkezlerini
Paris'e ta$idilar. Seine Nehri'nin aki$ yonunde sag kiyisinda
Louvre Sarayi'ndan ku$ucu$u 500 metre kuzeydoguda yuksek
duvarlarla cevrili bir kale in$a ettiler. Burasi, kalden
artik eser kalmami$ olmasina ragmen, bugun bile hala
"Le Temple" (Mabed) mahallesi olarak anilmaktadir.
Mabed $ovalyeleri'nin Gecici Sonlari
"Mabed", ticaret ve bankerlikten gitgide zenginle$en
Mabed $ovalyeleri'nin, halkin agzinda Hazreti Suleyman'in
hazinelerinden daha da zengin oldugu soylenen hazinelerinin
muhafaza edilmekte oldugu esrarengiz bir mahaldi. Bu durum
halkin muhhayyilesini olaganustu tahrik ettigi gibi Ingiltere
ile bir sava$tan yeni cikmi$ olan Fransa'nin aldigi borclarin
faizlerini dahi odeyemeyecek durumda olan hazinesinin
sorumlularini da rahatsiz etmekteydi.
Fransa Hazine Naziri Enguerrand de Marigny ile Adliye Naziri
Guillaume de Nogaret caresiz kiral Yaki$ikli Filip'i (Philippe
de Bel'i) Mabed $ovalyeleri'nin efsanevi hazinesine
elkonulmasi icin ikna etmege cali$irlar. Onlara gore,
icinde bulundugu durum muvacehesinde, Fransa'nin ba$ka
hic bir cikar yolu yoktu!
Ustelik, kiralin Flandr'e kar$i 1302'de giri$tigi harbde
fransiz $ovalyelerinin ugradigi agir yenilgiden sonra
ulke daha da buyuk bir sikinti icine du$mu$; ne kiralin
parayi diledigi gibi devalue etmesi politkasi ve ne de
1306'da Fransa'daki Yahudiler'i hudut di$ina surerek
bunlarin emlakine el koymasi hazineye arzu edilen
seviyede bir ferahlik kazandirabilmi$ti.
Guillaume de Nogaret ile Enguerrand de Marigny'nin bu
me$'um projesi Yaki$ikli Filip'e uygun gelmektedir ama
bunun ihdas edecegi hukuki meselelerin a$ilmasinin zor
olacagi kanisindadir. Papaligin tasdik ve tescil etmi$
oldugu ve $imdiye kadar tek bir menfi tavri tesbit
edilememi$ olan bir tarikatin hazinesine el koymak kolay
bir i$ degildi. Once bunlar hakkinda, Papa'yi bu tarikati
lagvetmeye mecbur edecek bir iftira uydurmak ve sonra da
Papa ile anla$mak gerekmektedir. Boyle bir i$te Papa ile
anla$mak kolay degildir. Papa ancak, Fransa Kiralligi'ndan
koparacagi tavizler bu iftirayi resmile$tirmeyi mubah
kilyorsa(!) anla$ma yoluna gidebilirdi.
Kiral 1306'da para uzerinde yaptigi bir devaluasyonda
ayaklanan halkin ofkesinden kurtulmak ve hayatini emniyet
altina almak icin uzun bir sure Mabed'e siginmi$ oldugunu
da unutamiyordu.
Bununla beraber 13 Ekim 1307 gunu Mabed $ovalyeleri
Tarikati'nin Fransa'da maliki oldugu ucbin askeri timar
merkezinde ele gecirilen butun $ovalyeler tutuklandilar.
Fransiz Akademisi uyelerinden Antoine de Levis-Mirepoix'
nin dedigi gibi bu operasyon "gecmi$ butun zamanlarin en
olagan ustu polis operasyonudur". Bunun harikulade buyuk
bir dikkatle hazirlanmi$ ve yurutulmu$ oldugunu kabul
etmek gerekir. Bu, butun nahiye hakimlerine 14 Eylul 1307
'de gonderilmi$ olan ancak uzerinde yazili tarihte acilmasi
talimatini havi bir mektupla temin edilmi$ti. Mektupta
Mabed $ovalyeleri'nin hepsinin tutuklanmasi, butun emvaline
el konulmasi, bunlarin Kilisenin adaletine teslim edilinceye
kadar da hapis altinda tutulmalari emri vardi.
24 Ekim 1307'de Paris'de yayinlanan kirallik bildirisi
Mabed $ovalyeleri'ni:
1) dinden cikmi$ olmakla
2) Isa'nin $ahsina hakaret etmekle
3) rezil ayinler icra etmekle
4) homoseksuellikle, ve nihayet
5) Baphomet (ara$tiricilara gore Muhammet) isimli
bir puta tapmakla suclamaktaydi.
Eh dogrusu ya, bu suclamalarla da Papa Trikat'i lagvetmekten
ba$ka bir$ey yapabilir miydi?
Mabed $ovelyeleri hakkinda uretilen efsaneler $ovalyelerin
Ustad-i A'zam'i Jacques de Molay'in, Louvre Sarayi'na
yerle$tirmi$ oldugu ajanlari vasitasiyla, bu tutuklanmayi
uc gun oncesinden haber almi$ ve Mabed'in dillere destan
hazinesini bilinmeyen bir yere gizlice kacirmi$ oldugu
gibi $ovalyelerin bir kisminin da hemen Ingiltere'ye
ve Orta Avrupa'ya kacmalarini saglami$ oldugunu
anlatmaktadirlar.
Yaki$ikli Filip bu operasyondan umdugunu bulamami$, yalnizca
Mabede olan borclarini silebilmi$tir, o kadar! Hazine
bakimindan, tabir-i amiyanesiyle, avucunu yalami$tir.
Bununla beraber, bulundugu takdirde Fransa'yi Dunya'nin
en zengin ve en guclu devleti haline getirecegine innanilan
Mabed Hazinesi'nin dedikodusu Fransa'da bugun bile
edilmektedir.
Papa V. Clement 22 Kasim 1307'de butun hiristiyanlik
dunyasi prenslerine yayinladigi "Pastoralis Praeeminentiae"
ba$likli Papalik tebligi ile, hukumranliklari altindaki
topraklarda bulunan butun Mabed $ovalyeleri'nin
tutuklanmalarini emretti.
Mabed $ovalyelerinin buyuk bir kismi sorgulamalarinda
tabi olduklari ve cogu kere olumleriyle sona eren i$kence
esnasinda bu a$agilayici ithamlari reddettiler ve bu
buyuk komplonun ve nifakin muelliflerini lanetliyerek
$erefleriyle olduler. Bir kisim Mabed $ovalyesi ise
i$kenceye digerleri kadar tahammul gosteremediklerinden
bu suclamalari, olumlarini cabukla$tiracagi inanciyla
kabul ederek olduler.
Papa V. Clement ancak 22 Mart 1312 tarihinde "Vox in excelso"
ba$likli tebligiyle Mabe $ovalyeleri Tarikati'nin resmen
kapatildigini ilan etti. Ancak, bu tebligin dikkate deger
yani $udur ki bu metinde Mabed $ovalyelerini suclayacak
hic bir hukum ifade edilmi$ degildir. "Kilise'nin hayrina
oldugu icin kapatilma karari verilmi$ oldugu"'ndan
bahsedilmektedir.
Papa'nin 2 Mayis 1312 tarihli "Ad providam" ba$likli
tebligi de Mabed $ovalyeleri'nin butun emvalinin bunlarin
rakibi ve adeta du$manlari olan Hospitalier Tarikati'na
devredilmi$ oldugu hukmu yer almaktadir. Yaki$ikli Filip
bu yonden de avucunu yalami$tir.
Yaki$ikli Filip, Mabed $ovalyeleri'nin son Ustad-i A'zam'i
Jacques de Molay (1243-1314) ile yardimcilari: Hugues de
Pairaud, Geoffroy de Charnay ve Geoffroy de Goville'i
18 Mart 1314'de so defa Notre Dame katedralinin onunde
mahkeme huzuruna cikartti. Hakimler arasinda Guillaume
de Nogaret'nin yeri bo$tu; zira bir yil once olup gitmi$ti.
Hakimler bu dort zanliyi da omur boyu hapse mahkum ettiler.
Bunun uzerine Jacques de Molay ile Geoffroy de Charnay
ayaga kalkarak butun Paris halki onunde bu kararin
adaletsz br karar oldugunu; Mabed $ovalyeler'nn asla
kendilerine yukletilmek istenen suclari irtikap etmediklerini
bunu Yaki$ikli Filip'in, Eguerrand de Marigny'nin, Guillaume
de Nogaret'nin ve Papa V. Clement'in bir iftirasi oldugunu
cesaretle haykirdilar. Bunun uzerine Mahkeme her ikisini de
ayni ak$am yakilarak olume mahkume etti.
O ak$am her iki mahkum, Seine nehrindeki La Cite adasinin
Louvre Sarayi onundeki en uc noktasinda yakilarak idam
edildiler. Efsane, her ikisinin de sogukkanlilikla bu azaba
gogus germi$ olduklarini; Ustad-i A'zam Jacques de Molay'in
ise, odunlar ate$e verildiginde, sarayin pencerelerinden
birinde olayi seyretmekte olan kirala: "Filip! Seni, Papa'yi
ve Marigny'yi bir seneye kalmadan Ahiret'te Cehennem'e ben
ugurlayacagim" diye haykirmi$, oldugunu bildirmektedir.
Gercekten de bu olaydan bir ay sonra, Papa V. Clement
19 u 20 Nisan'a baglayan gece ve Yaki$ikli Filip de ayni
senenin 29 Kasim gunu olduler. Jacques de Molay'in kehaneti
gercekle$mi$tir. Ama efsane, bunun gercekle$mesinde Mabed
$ovalyeleri olduklarini gizliyerek Kiral'in ve Papa'nin
oda hizmetciligine, dolayisiyla mutemed adamligina, kadar
yukselmi$ olanlarin efendilerinin odalarini sabaha kadar
aydinlatmak uzere satin aldiklari mumlarin parafinlerine
mikdar-i kafi arsenik kari$tirmi$ olan, gene kendilerini
iyi gizlemesini bilmi$, Mumcu Mabed $ovalyeleri'nin daha
da muessir olduklarini fisildamaktadirlar.
Enguerrant de Marigny ise 29 yil kirallik etmi$ olan
Yaki$ikli Filip'in olumunden sonra yerine gecen X. Louis'in
iki yillik kisa kiralligi esnasinda 30 Nisan 1315'de
asilarak idam edildi. Boylece Jacques de Molay'in
kehaneti tamamlanmi$ oluyordu ama acaba Mabed $ovalyeleri
intikamlarini kendilerini tatmin edici bicimde alabilmi$ler
miydi?
Mabed $ovalyeleri'nn Yenden Dirili$i
Ingiltere'ye ve Orta Avrupa'ya kacanlarla daha sonra bunlara
mulaki olan diger Mabed $ovalyeleri, Ustad-i A'zam'larindan
aldiklari talimat geregi, in$a halindeki kilise ve
katedrallerin $antiyelerine muracaatla kendilerinin hicbir
loncaya bagli olmayan duvarci olduklarini ifade ederek i$e
alinmi$lardi. Fransizca franc bir yere bagli olmayan, hur
serbest (ingilizcesi: free) duvarci da macon (mason okunur;
ingilizcesi mason) olduguna gore Franc-Macon ya da Free-Mason
diye anilan bu grup i$te Fransa Kiralligi'nin zulmunden
yakasini zor kurtarmi$ olan Mabed $ovalyeleri'nin zahirine
i$aret etmekteydi.
"Serbest-Masonlar"'in butun Avrupa'da yeniden te$kilatlanmalari
zaman alir. Yava$ yava$ gizli hucreler halinde odakla$irlar.
XVII. asirdan itibaren mevzi de olsa bir takim ba$arilar
kazanirlar. Cemiyetin, sivil ve askeri idarelerin kopru
ba$larini tutmaga ba$larlar. Saraylarda muhim mevkiler
elde etmege, kirallarin harimine kadar sizmaga gayret
ederler. Fransa'da Capet Hanedanligindan sonra Valois Hanedani
tahta varis olmu$tur. Ama ne gam! Serbest-Masonlar atalari
Mabed $ovalyeleri'ne yapilmi$ olan haksizligin intikamini
almaga yeminlidirler. O intikam gununu buyuk bir sabir ve
hincla beklerler. Intikam, $u ya da bu hanedan degil, butun
hanedanlardan alinacaktir. Serbest-Masonlar'in nesilden
nesile intikal eden yemini budur.
Katedrallerin ve buyuk kiliselerin in$aatlari XVI. asrin
sonuna dogru tamamlanmi$ oldugundan duvarcilikla bilfiil
i$tigal eden masonlarin sayisinda azalma olur. Buna care
olarak XVIII. asirda bizzat duvarci olmamakla birlikte
Serbest_Masonlarin Mabed $ovalyelerinden tevarus ettigi
idealleri benimseyecek olanlari duvarci olarak _Kabul
Edilmi$ Masonlar_ unvaniyla aralarina almaga ba$larlar.
Bu, hareketin artik soy safiyetinin kaybolmaga ba$ladigi,
her turlu cereyana acik hale geldigi, tereddinin ve
soysuzla$manin ba$langicidir. Hareket ileride kurumsalla$ip
sekulerle$tiginde ise iyiden iyiye inhitat edecektir.
"Sebest ve Kabul Edilmi$ Masonlar", okumenik diyebilecegimiz
ilk toplantisini 1717 yilinda Iskocya'da Saint Andrew'da
icra eder. Bu toplantida toplulugun tuzugunun ve Fransiz
Hanedanindan intikam almak hususunda edilmi$ olan yeminin
yerine getirilmesi icin nasil bir strateji izlenmesi gerektigi
hakkinda etrafli bir rapor hazirlamak gorevi bir alt komisyona
havale edilir. Komisyon raporunu 1724'de ayni yerde toplanacak
olan mason Konvansiyonu'na takdim edecektir.
Bu Konvansiyon'da kabul edilmi$ kaideler ve strateji hizla
tatbik edilerek Avrupa'nin her yerinde ve bilhassa Fransa'da
pekcok Mason Locasi buyuk bir gizlilik icinde faaliyete gecer.
Gaye ba$ta Fransa Hanedani olmak uzere butun hanedanliklari
ortadan kaldirmaktir. Osmanli Imparatorlugu da bundan nasibini
alacaktir. Osmanli topraginda ilk Mason Locasi 1767'de Galata'
da acilir. Bu Locanin unlu muntesiblerinden biri Galata
dogumlu unlu fransiz $airi Andre Chenier'dir. Ne yazikk ki
Andre Chenier masonlugu masonlarin ba$lattigi ve idare
ettigi Buyuk Fransiz Ihtilali'nde $airin kafasinin giyotinde
kesilmesine mani olamiyacaktir!
Kendi istihbarat te$kilatlari vasitasiyla Masonlarin gucu ve
stratejisini iyi degerlendiren Ingiltere, Hollanda, Prusya
ve Rusya kirallari Mason Localarinin kendi ulkelerinde
kurulmasini desteklemekle ve mason olmakla bu muhtemel
tehlikeyi geci$tirirler.
>>bu merakli seruvenin devaminda Mabed $ovalyeleri'nin
Gecikmi$ Intikamini sergileyecegiz...
Mabed $ovalyeleri'nin
Gecikmi$ Intikami
1724 Saint Andrew Konvansiyonu'ndan sonra Mabed
$ovalyeleri'nin:
1. Fransiz hanedanindan ve
2. Kilise'den
alacaklari intikamlarin artik resmi varisi olan
"Serbest ve Kabul Edilmi$ Masonlar", tam 65 sene boyunca,
bir telkari ustasi hazakatiyle 1789 Buyuk Fransiz
Ihtilali'ni hazirlarlar. Bunu gercekle$tirmek uzere
Fransa'da ve ozellikle de Paris'de pekcok yeni loca
acilir. Ediplerden, filozoflardan, bilim adamlarindan
muteriz, inatci ve mutecaviz tipler ozenle secilerek
mason yapilir. Bunlarin fikirlerinin olabildigince
halk tabakalarina yayilmasi hususunda imkanlar hazirlanir.
Kiralligin:
1. Asiller,
2. Ruhban sinifi,
3. Avam olmak uzere
kesin kayitlari bulunan bir kast sistemi ihdas ettigi;
oysa bunun akla ve mantiga aykiri oldugu; buna kar$ilik
idealin ise:
1. Bu sistemin ortadan kaldirilmasi,
2. Herkesi e$itlikci ve akilci bir cerceve icinde
toparlayan ve yalnizca halkin iradesine dayanan,
kirallarin da ruhban sinifinin da tasallutundan
korunmu$ bir Cumhuriyet olacagi fikirleri ileri surulur.
14 Temmuz 1789 tarihinde kopan ihtilal on yil surer. Kiral
idam edilir. Kilise'nin mallarina el konur.
"Hiristiyanliktan arindrma kanunu" kabul edilir. Devlet
artik laik'dir. Akil'a tapinma devlet dini olur. Hatta
"Tanrica Akil"(!) adina Paris'de resmi ayinler bile
duzenlerir.
"Serbest ve Kabul edilmi$ Masonlar", programlarina uygun
olarak, Mabed $ovalyeleri'nin Fransiz Hanedani'ndan ve
Kilise'den alinacak intikamlarini boylece almi$ oluyorlar.
Pekiyi de, Masonluk acaba buradan sonra neyle me$gul
olacakdi, ya da me$gul olmaliydi?
Operatif Masonluk'dan
Spekulatif Masonluga Geci$
Ilk Serbest Masonlar aralarinda te$kilatlanirken duvar
ormedeki becerilerine gore, eski lonca te$kilatinda
oldugu gibi:
1. cirak
2. Kalfa
3. Usta
$eklinde bir uclu derecelendirmeye tabiydiler.
Bu, Operatif Masonlugun yapisini yansitmaktadir.
Ancak bir taraftan Operatif Masonlugun temel me$galesi
olan duvarciligin bilfiil icra edilmemesinden dolayi,
diger taraftan da azalan masonlarin sayisini arttirmak
icin duvarci olmamalarina ragmen duvarci olduklari
"Kabul Edilmi$" kimselerin mason localarina alinmasi
mason idarecilerini daha esrarengiz, dolayisiyla da
daha cazip bir strateji uygulamaga sevketmi$tir. I$te,
masonik dereceleri 3 den 33'e yukselten bu Yeni Masonluk
"Spekulatif Masonluk" adini almaktadir. Bundan boyle ilk
uc dereceyi ihtiva eden Mavi Localar masonlarin avamina
diger dereceleri ihtiva eden Kirmizi Localar masonlarin
havassina ve 33. dereceden ancak bazi masonlarin duhul
edebildigi Kara Loca da masonlarin hassulhavassina hitab
edecektir. Eh, e$itlik savunan bir topluluk icin bu
kadarcik bir kast sistemi de artik herhalde mazur
gorulmelidir(?!)
Ufku geni$lemek mecburiyetinden olan bu yeni tur Masonluk
icin:
1. Yeni idealler,
2. Uygun (!) bir gecmi$,
3. Yeni bir strateji
gerekliydi. Idealler icin yeni arayi$lara gerek yoktu.
Buyuk Fransiz Ihtilali uygulamasi Masonlugun bir tarafdan
yaptirim gucunu ispatlarken diger taraftan da ideallerini
degi$mez bir bicimde kalipla$tirmi$ti. Bu kaliplar (ya da
paradigmalar):
1. (kendisinin ki haric) butun $ahsi otoritelere kar$i
sava$, ve bunun tabii sonucu olarak cumhuriyetci idari
sistemin her ulkede hukumran olmasi,
2. (kendisinin yapacagi din haric) dini her turlu otoriteye
kar$i sava$,
3. Buyuk Fransiz Ihtilalinden daima ve her yerde ve de
ozellikle egitimde prestijle soz konusu edilmesinin,
ve boylece korpe dimaglarin bu kavramin muhtevasiyla
kama$malarinin saglanmasi,
4. Her konunun laiklik, akilcilik ve e$itlik ilkeleri
icinde ele alinmasinin temini $eklinde ozetlenebilir.
"Mabe $ovalyeleri Tarikati" da onun varisi olan "Serbest
ve Kabul Edilmi$ Masonlar" da musevi-hiristiyan
medeniyetinin bir urunuydu. Bu itibarla Masonlugun,
kendi koklerine ait yeni bir tarih ve efsane ihdas
etmege kalki$tiginda her halde bunun unsurlarini
gidip de Cin medeniyetinden kotarmasi beklenemezdi.
I$te, Masonlugun men$eini gizleyen me$hur "Hiram Usta
Efsanesi" de Spekulatif Masonluk'taki daha pekcok
efsane de boylece Tevrat, Talmud ve Kabala men$e'li
musevi unsurlar olarak Masonluga girmi$ oldu. Bunlara
bakip da Masonlugun Yahudiligin bir uydurmasi olduguna
hukmetmek isabetli olmaz! Cunku butun bunlarin yaninda
zaman zaman Yeni Eflatunculuk'dan Yunan Esatiri'nden
Gnostikler'den eklektik alintilar da yapilabiliyordu.
Bazi localarda ise Eccarthausen'in digerlerinde
Swedenborg'un ya da Eski Misir esatirinin etkileri daha
agirlikli olabiliyordu. Ama gercek $u ki Operatif
Masonlugun uc derecesinde ve bunlarin rituellerindeki
sathi de olsa azicik dini hava, yerini, Spekulatif
Masonluk'da dinle alay eden putperest (pagan) esatirinin
karanligina terkediyordu, oyle ki 33. dereceden bir
masonun hic bir dini inanci olmayan ama hangi itikad
olursa olsun o itikadin samimi $akirdiymi$ gibi
gorunmesini beceren bir munafikliga eri$mi$, fazil(!)
ve hakim(!) bir insan-i kamil(!) portresi cizdigi
kabul edilmekteydi.
AVrupa'da "Getto"larda siki$tirilmi$, hurriyetleri
ve hayat haklari tahdid edilmi$, a$agilanmi$, daima
iteklenmi$ olan musevi cemaatlerinin Masonlar tarafindan
Fransiz Ihtilali'nin dovizi haline getirilmi$ olan
"Hurriyet, E$itlik, Karde$lik" slogani kar$isinda
umide kapilmamalari ve Masonlukla ilgilenmemeleri
mumkun degildi. Nitekim XIX. asrin ba$larindan
itibaren her ulkede musevi cemaatinin ileri
gelenleri Mason localarina itibar etmi$tir. Bu bir
ce$it kendini koruma icgudusunun de tezahuru sayilabilir.
Bununla beraber Masonlugun yahudilerin icadi oldugu ve
butun Masonlugun onlarin idare ettikleri iddiasi bence
asla isabetli bir iddia degildir.
Osmanli Hanedanina Kar$i Hinc
Ve Intikam Hislerinin Men$ei
Bilhassa XVII. asrin sonlarindan itibaren serke$ligi,
yagmaciligi, yolkesiciligi ve e$kiyaligi Osmanli'nin
ba$ina buyuk gaileler acmi$ olan "Yeniceri Ocagi"nin
lagvi daha XVIII.asrin ilk cegreginde du$unulmege
ba$lanmi$sa da 15 Haziran 1626 daki dirayetli
operasyonuyla buna muvaffak olan II.Mahmud'dur.
Vak'a-i Hayriye (Hayirli Olay) denilen bu operasyonda
yalnizca Istanbul'da bir gunde 10000 yeniceri, onu
takip eden iki ay icinde ta$rada da bir o kadar
yeniceri ortadan kaldirilmi$tir.
Yeniceriler Haci Bekta$-i Veli'yi ocaklarinin piri ve
manevi efendisi addettiklerinden her yeniceri ocaginda
bir Bekta$i Babasi bulunurdu. Padi$ah Bekta$iler'in
yenicerilerin serke$liklerinin onune gececek yerde
onlari ki$kirtmakta olduklarini da ce$itli vesilelerle
tesbit ettirmi$ oldugundan 8 Temmuz 1826 gunu
Imparatorluk'daki butun Bekta$i tekkelerininin
kapanmasina, tekkelerin ba$ka tarikatlarin tasarrufuna
tahsisine ve Bekta$i'lerden de suclu gorulenlerin
idam edilmesine, digerlerinin de ce$itli yerlere
tehcirine karar vermi$tir. Bu yuzden Bekta$iler'in
buyuk bir kismi takiyye uygulayip ba$ka tarikatlara
intisab etmi$lerdir.
Bu tarihden itibaren Bekta$iler ve onlardan bagimsiz
olarak Alevilerin bir bolumu Osmanli Hanedani'na
kar$i, tipki Mabed $ovalyeleri'nin Franszi Hanedani'na
beslemi$ olduklari gibi, bir hinc ve kin beslemeye
ba$lami$lardir.
XIX. asrin sonlarina dogru II. Abdulhamid'in idaresinden
rahatsiz olan tibbiyeli muteriz bir grup 1889'da adi
(bir takim istihaleler gecirdikten sonra, 1908'de)
"Ittihad ve Terakki Cemiyeti"ne inkilab edecek olan
"Ittihad-i Osmani Cemiyeti"ni kurmu$; ve ayni yil
icinde Fransa'da ya$ayan, Jon Turkler denilen, Padi$ah'a
muariz bir grupla siki temasa gecmi$tir.
Bugun Jon Turkler'in onemli bir bolumunun Fransiz
Hariciyesi tarafindan mali destek gordugu ve hemen
hepsinin fransiz Mason Localari'nda tekris
edilmi$, Buyuk Fransiz Ihtilali'nin hayrani kimseler
olduklari ortaya delilleriyle konulmu$ bulunmaktadir.
Masonluk Ingiltere, Belcika, Hollanda, Danimarka,
Norvec ve Isvec kirallarinin zatem mason olmalari
hasebiyle ideallerinin orada ihtilalci cizgide bir
uygulama bulamiyacagini bildiginden Jon Turkleri
kendisi icin Allah'in nimeti olarak telakki ederek
onlara Osmanli'yi yikmak uzere gerekli olan destegi
sevincle temin etmi$tir.
Bu bakimdan Jon Turkler hem Ittihad ve Terakki Cemiyeti
icin ve hem de Turki'deki Mason Localari icin verimli
bir fidelik gorevi ifa etmi4lerdir. Bunlarin, II.
ABdulhamid'in haklarinda cikarmi$ oldugu aflarindan
yararlanarak Turkiye'ye dondukleri zaman Osmanli
Hanedani'na kar$i duyduklari hinc ve kinin saikiyle
anla$tiklari bir ba$ka topluluk ise Bekta$iler
olmu$tur. Bekta$ilerin onde gelenleri zaten 1867'den
itibaren Misirli Prens Mustafa Fazil Pa$a sayesinde
Mason Localarinda tekris edilerek mason olmu$
bulunuyorlardi. Bu arada $air Namik Kemal'in,
Talat Pa$a'nin ve $eyhulislam Musa Kazim Efendi'nin
de hem mason hem de bakta$i oldugunu ilave edelim.
Cumhuriyetin kurulu$ yillarinda, hilafetin ilgasinda,
Istiklal Mahkemelerini eshasinda, harf inkilabinda,
takvim inkilabinda, $apka inkilabinda ve digerlerinde
Turkiye'den yukselmi$ olan gizli kapakli ya da a$ikar
itirazlar arasinda bir tek bekta$i ya da alevi yer
almami$tir. Cok partili doneme gecildiginde ise bu iki
grup buyuk ekseriyetiyle, Osmanli'dan Vak'a-i Hayriye'nin
ocunu almi$ olduklarina inandiklari Cumhuriyet Halk
Partisi kurmaylarina kar$i saygi ve minnet hislerinden
oturu, seneler boyu bu partiye bagli ve sadik kalmi$lardir.
Mabed $ovalyeleri'nin Masonlara devrettikleri "Fransiz
Hanedani'na kar$i vaz gecilmez ofke ve kin" ile
Bekta$i/Aleviler'in Osmanli Hanedani'na kar$i
Izhar ettikleri ofke ve kin arasindaki
paralelligin hem tarihi ve hem de ictimai acidan daha
derinligine incelenecek ara$tiricilarin bu konuya
egilmelerinin konunun diger gizli yonlerinin ve
paralelliklerinin ortaya cikmasina da muhakkak ki
katkisi olacaktir.
Sonuc
Bugunku Masonlugun men$ei Mabed $ovalyeleri Tarikati'dir.
$ovalyeligin icablarina sadik ve durust bir tarikat olan
Mabed $ovalyeleri sahip olduklari emvale kar$i kiral
Yaki$ikli Filip'in ve dani$manlarinin hirsi dolayisiyla
1307'de bunlarin iftirasina ugrar; $ovalyelerin buyuk
kismi i$kenceler altinda can verir. Kacabilenler Fransa
di$inda in$a halindeki katedrallerde kendilerini hicbir
locaya kayitli olmayan (yani serbest ya da hur) duvarcilar
olarak takdim edip i$ bulurlar. Yava$ yava$ te$kilatlanirlar.
Tek gayeleri Fransiz Hanedanindan ve Kilise'den intikam
almakti. Iskocay'da St Andrew'da 1724'de aktedilen
konvansiyondan sonra te$kilat artik "Iskoc Ritine Bagli
Serbest ve Kabul Edilmi$ Masonlar" olarak faaliyet
gosterecektir. 65 yil boyunca buyuk bir sabir ve
stratejiyle hazirladiklari Buyuk Fransiz Ihtilali'yle
hem kiralin kafasinin kesilmesini, hem de kilisenin
etkisiz ve yetkisiz hale getirilmesini saglarlar.
Artik Fransa dini ahlaka ve emirlere degil, halkin
uygun gorecegi ahlak ve kanunlara gore idare edilecektir.
Butun bunlara da "Tanrica Akil"(!) rehberlik edecektir.
Benzer bir durum, Osmanli'nin kaderinde de vardir. Bu
sefer ortadan kaldirilmak istenen, devleti maglubiyetten
maglubiyete surukleyen ve bir e$kiya guruhu haline inkilab
etmi$ olan Yeniceri Ocagi'dir. 1826'da "Hayirli Olay"
diye anilan bir operasyonla 20000 yeniceri ortadan
kaldirilir. Bu arada yenicerilerin manevi destekcisi
olan Bakta$iler de te'dib edilir. Suclu gorulenler idam
edilir. Digerleri surulur. Tekkeleri ba$ka tarikatlara
aktarilir. Bu andan itibaren Bekta$ilerin ve onlarla
ayni paralelde olan bazi Alevi gruplarin gayesi:
1. Osmani Hanedani'nin ve
2. Hilafet'in ortadan kalktigini gormek olur.
Bekta$iler 1897'den itibaren mason olmaga ba$larlar.
Bu arada Fransa, ulkesindeki Jon Turkler denen muteriz
ve ihtilalci grubu destekler. Bunlarin cogunlugu fransiz
mason localarinda tekris edilirler. Ittihad ve Terakki
Cemiyeti uyelerinin hemen hepsi de masondur. Bu iki
grupla Bekta$iler Osmanli Hanedani du$manligi konusunda
cok iyi kayna$irlar. Turkiye Cumhuriyeti'nin kurulu$u
sirasinda gorev almi$ olan eski Ittihad ve Terakki
mensuplari ve Bekta$i/Alevi toplulugu yapilan butun
inkilablari kayitsiz $artsiz te$vik ve tasdik eder.
Sonunda Hilafet'in 1924'de kaldirilmasiyla Osmanli
Hanedani da Hilafet de resmen cokmu$ olur. I$in, temel
ideal olan Fransiz Ihtilali'ne uygun olmasi icin
bunlar zaten gerekli olan $eylerdir. Netice itibariyle
Vak'a-i Hayriye'nin intikami Osmanli Hanedani'ndan alinmi$
olur.
Cumhuriyet Halk Partisi'nin, dinin kaldirilmasinin
Fransa'daki kadar kolay olmayacagini sonunda idrak edecek
kadar temkin sahibi olan kurmaylari hic degilse diyaneti
elden kacirmamak icin Diyanet I$leri Ba$kanligi ihdas
ederek diyaneti Devletin uslu cocucgu kilarlar, ve
boylece dini de kontrol altinda tuttuklarina inanirlar.
Bu, aslinda, yeni cumhuriyeti surekli gozaltinda tutan
Mason Avrupa acisindan da lehte bir puvandir.
AVrupa ise, ehven-i $erlere "Eyvallah!" demesini bilen;
ama gonlu Turkiye'nin hiristiyanla$masindan yana olan;
bunlar olmadigina gore kendi vaz ve empoze edecegi bir
"Hafif Isalm" (Light Islam) recetesine Turkiye'yi
cekmege cali$an; bu receteden en ufak bir sapmayi
"Radikal Islamcilik!" ya da "Fundamentalizm!" nara ve
$amatalariyla bastirmaya, sindirmeye, afaroz etmeye
(eh ne de olsa katolik kulturunden geliyorlar), horozluk
ve $irretlik etmeye kadar goturmeyi tabii hakki
olarak goren bir Avrupa'dir.
Ulke de artik:
1. aklin onculugunde;
2. Diyanet I$leri Ba$kanligi gibi bir kurumu Ba$bakanliga
baglamak suretiyle iyice garible$en, tanimi yapilmami$
ve israrla da yapilmayan, zaman zaman mutaassib bir din
du$manligi $eklinde tezahur eden sira di$i bir laiklikle
ve
3. herkesin kagit uzerinde e$it sayildigi, zaman zaman
birdeb bire askerile$iveren, askerile$medigi zamanlarda
da pisirik ve $ahsiyetsiz siyasilerle idarecilerin
askerle$meye davet cikardiklari ya da askerle$me fobisini
yeteneksizliklerine kilif yaptiklari bir _tur_ cumhuriyetle
uslu uslu idare edilir. Veleddallin, Amin!
Prof Dr Ahmed Yuksel OZEMRE,
Cagri$im Dergisi, Yil 5, Sayi 37, 1997.
Mabed $ovalyeleri'nin
Tarih Sahnesine Ciki$i
1095 yilinda Papa ii. Urbano'nun cagrisi uzerine
te$ekkul etmi$ olan I. Hacli Seferi ordusu 1099'da
Kudus'u i$gal etti. Salahaddin Eyyubi'nin 1187'de
Kudusu geri ali$ina kadar 99 yil surmu$ olan bu
i$gal mustevlilerin kisa zamanda te$kilatlanmalarini
gerektirdi. Kurulan "Deniza$iri Latin Devletlerini"nin
resmi te$kilati yaninda bugunun tabiriyle "Gonullu
Kurulu$lar" da pitirak gibi bitmeye ba$ladi. Bunlardan
biri de fransiz asilzadelerinden Hugues de Payns'in
1118'de kurdugu "Mesih'in Fakir $ovalyeleri" te$kilati
idi. Bu $ovalyeler, kendilerini, Kudus'u ziyaret edecek
olan hiristiyan hacilari korumak ve Kudus'e giden
yollari mudafaa etmekle yukumlu addetmekteydiler.
1125 yilinda Kudus'un yeni hiristiyan kirali Mescidu-l
Aksa'yi "Mesih'in Fakir $ovalyeleri"ne tahsis edince,
buranin Hazreti Suleyman'in Mabedi'nin bulundugu yer
olarak bilinmesinden oturu bu te$kilat da, bu munasebetle,
ismini "Mabed $ovalyeleri"ne tebdil etti. Ayrica Papaliga
da, bir dini/askeri tarikat olarak resmen taninmasi
icin, muracaatta bulundu. Bu talep 1129'da kabul
ve tescil edildi.
Mabed $ovalyeleri (Les Chevaliers du Temple) zamanlarinin
aydin asilzadelerinden olduklari icin yalniz Kudus ve
civarinda degil guney Fransa ve Paris'de de kisa surede
te$kilatlandilar. Bu te$kilati kurmak icin ihtiyaclari
olan parayi da Avrupa ile Ortadogu arasinda ticarete
araci olmak suretiyle elde ettiler. "Cek" ve "kredi
mektubu" araciligiyla i$ gormeyi ilk ihdas edenlerin
Mabed $ovalyeleri oldugu soylenmektedir. Bu sayed
Ortadogu'ya mal satin almaga giden avrupali tuccarlar
yanlarinda korsanlara ya da e$kiyaya kaptiracak para
ta$imdan guvenceli bir $ekilde seyahat edebiliyorlardi.
Mabed $ovalyeleri bu faaliyetlerden ba$ka bankerlige ve
ticarete de el attilar. Hatta Fransiz kiralinin hem
bankeri hem de ikrazcisi oldular.
Bu faaliyetlerindeki ba$arilarini Ortadogu'daki arap
tuccarlarina telkin ettikleri durustlukle ve verilen soze
sadakatle saglamaktaydilar. Bu vasiflar once kar$ilikli
ticari itimadin, daha sonra dupeduz itimadin teessusune
yol actigi gibi Mabed $ovalyeleri'ne arap dunyasinin
kapilarini da acmi$ti. Bu vesileyle Hasan Sabbah'in
"Ha$$a$iler Te$kilati" ile de temas kurdular. Bu, onlara,
gizli kalmak ve bu yolla kudretini arttirmak isteyen
bir te$kilatin yapisi hakkinda da, boyle bir te$kilat
uyelerinin birbirlerini tanimak icin nasil bir i$eretle$me
kodu kullanmalari hakkinda da fikir sahibi yapti.
Mabed $ovalyeleri Ha$$a$iler'den elde ettikleri bu
bilgileri ufak degi$ikliklerle kendi te$kilatlarinda da
uygulamaya ba$ladilar. Mesela el siki$irken ba$ parmagin
kar$isindakinin bilegine temasi Mabed $ovalyeleri'nden
oldugunun i$areti oluyordu. Eli sikilan da bir Mabed
$ovalyesi ise o da ayni $ekilde bir i$aretle bunu belli
ediyordu; ama eger degilse zaten bu i$aretin ne demek
istedigini anlamiyordu. Mabed $ovalyeleri'nin Muslumanlar'in
pek cok adetine a$ina olduklari ve hatta bunlari gizliden
gizliye uyguladiklari da iddia edilmektedir. Ibn-al Esir,
bunlar icin: "Bu $ovalyeler sofu adamlardi; bu da verdikleri
sozu tutmalarinin garantisiydi" dedikten sonra Hiristiyanlar
ile Muslumanlar arasinda aktedilen anla$malarin gecerli
olmasi icin Mabed $ovalyeleri'nin garantisinin yeterli
oldugunu ilave etmektedir.
Kudus'un Muslumanlar tarafindan geri alinmasindan sonra
Mabed $ovalyeleri'nden yakalanan herkesin kafalarinin
kesilmesine ragmen tarikatin o zamanki Ustad-i Azami
Gerarad de Ridefort'un bu katliamin di$inda tutulmu$
olmasi dikkat cekicidir. Ayni zatin serbest birakildiktan
sonra direnen $ovalyeleri teslim olmaga zorlamasi da bir
ba$ka garabettir.
Kudus macerasi bittikten sonra Mabed $ovalyeleri merkezlerini
Paris'e ta$idilar. Seine Nehri'nin aki$ yonunde sag kiyisinda
Louvre Sarayi'ndan ku$ucu$u 500 metre kuzeydoguda yuksek
duvarlarla cevrili bir kale in$a ettiler. Burasi, kalden
artik eser kalmami$ olmasina ragmen, bugun bile hala
"Le Temple" (Mabed) mahallesi olarak anilmaktadir.
Mabed $ovalyeleri'nin Gecici Sonlari
"Mabed", ticaret ve bankerlikten gitgide zenginle$en
Mabed $ovalyeleri'nin, halkin agzinda Hazreti Suleyman'in
hazinelerinden daha da zengin oldugu soylenen hazinelerinin
muhafaza edilmekte oldugu esrarengiz bir mahaldi. Bu durum
halkin muhhayyilesini olaganustu tahrik ettigi gibi Ingiltere
ile bir sava$tan yeni cikmi$ olan Fransa'nin aldigi borclarin
faizlerini dahi odeyemeyecek durumda olan hazinesinin
sorumlularini da rahatsiz etmekteydi.
Fransa Hazine Naziri Enguerrand de Marigny ile Adliye Naziri
Guillaume de Nogaret caresiz kiral Yaki$ikli Filip'i (Philippe
de Bel'i) Mabed $ovalyeleri'nin efsanevi hazinesine
elkonulmasi icin ikna etmege cali$irlar. Onlara gore,
icinde bulundugu durum muvacehesinde, Fransa'nin ba$ka
hic bir cikar yolu yoktu!
Ustelik, kiralin Flandr'e kar$i 1302'de giri$tigi harbde
fransiz $ovalyelerinin ugradigi agir yenilgiden sonra
ulke daha da buyuk bir sikinti icine du$mu$; ne kiralin
parayi diledigi gibi devalue etmesi politkasi ve ne de
1306'da Fransa'daki Yahudiler'i hudut di$ina surerek
bunlarin emlakine el koymasi hazineye arzu edilen
seviyede bir ferahlik kazandirabilmi$ti.
Guillaume de Nogaret ile Enguerrand de Marigny'nin bu
me$'um projesi Yaki$ikli Filip'e uygun gelmektedir ama
bunun ihdas edecegi hukuki meselelerin a$ilmasinin zor
olacagi kanisindadir. Papaligin tasdik ve tescil etmi$
oldugu ve $imdiye kadar tek bir menfi tavri tesbit
edilememi$ olan bir tarikatin hazinesine el koymak kolay
bir i$ degildi. Once bunlar hakkinda, Papa'yi bu tarikati
lagvetmeye mecbur edecek bir iftira uydurmak ve sonra da
Papa ile anla$mak gerekmektedir. Boyle bir i$te Papa ile
anla$mak kolay degildir. Papa ancak, Fransa Kiralligi'ndan
koparacagi tavizler bu iftirayi resmile$tirmeyi mubah
kilyorsa(!) anla$ma yoluna gidebilirdi.
Kiral 1306'da para uzerinde yaptigi bir devaluasyonda
ayaklanan halkin ofkesinden kurtulmak ve hayatini emniyet
altina almak icin uzun bir sure Mabed'e siginmi$ oldugunu
da unutamiyordu.
Bununla beraber 13 Ekim 1307 gunu Mabed $ovalyeleri
Tarikati'nin Fransa'da maliki oldugu ucbin askeri timar
merkezinde ele gecirilen butun $ovalyeler tutuklandilar.
Fransiz Akademisi uyelerinden Antoine de Levis-Mirepoix'
nin dedigi gibi bu operasyon "gecmi$ butun zamanlarin en
olagan ustu polis operasyonudur". Bunun harikulade buyuk
bir dikkatle hazirlanmi$ ve yurutulmu$ oldugunu kabul
etmek gerekir. Bu, butun nahiye hakimlerine 14 Eylul 1307
'de gonderilmi$ olan ancak uzerinde yazili tarihte acilmasi
talimatini havi bir mektupla temin edilmi$ti. Mektupta
Mabed $ovalyeleri'nin hepsinin tutuklanmasi, butun emvaline
el konulmasi, bunlarin Kilisenin adaletine teslim edilinceye
kadar da hapis altinda tutulmalari emri vardi.
24 Ekim 1307'de Paris'de yayinlanan kirallik bildirisi
Mabed $ovalyeleri'ni:
1) dinden cikmi$ olmakla
2) Isa'nin $ahsina hakaret etmekle
3) rezil ayinler icra etmekle
4) homoseksuellikle, ve nihayet
5) Baphomet (ara$tiricilara gore Muhammet) isimli
bir puta tapmakla suclamaktaydi.
Eh dogrusu ya, bu suclamalarla da Papa Trikat'i lagvetmekten
ba$ka bir$ey yapabilir miydi?
Mabed $ovelyeleri hakkinda uretilen efsaneler $ovalyelerin
Ustad-i A'zam'i Jacques de Molay'in, Louvre Sarayi'na
yerle$tirmi$ oldugu ajanlari vasitasiyla, bu tutuklanmayi
uc gun oncesinden haber almi$ ve Mabed'in dillere destan
hazinesini bilinmeyen bir yere gizlice kacirmi$ oldugu
gibi $ovalyelerin bir kisminin da hemen Ingiltere'ye
ve Orta Avrupa'ya kacmalarini saglami$ oldugunu
anlatmaktadirlar.
Yaki$ikli Filip bu operasyondan umdugunu bulamami$, yalnizca
Mabede olan borclarini silebilmi$tir, o kadar! Hazine
bakimindan, tabir-i amiyanesiyle, avucunu yalami$tir.
Bununla beraber, bulundugu takdirde Fransa'yi Dunya'nin
en zengin ve en guclu devleti haline getirecegine innanilan
Mabed Hazinesi'nin dedikodusu Fransa'da bugun bile
edilmektedir.
Papa V. Clement 22 Kasim 1307'de butun hiristiyanlik
dunyasi prenslerine yayinladigi "Pastoralis Praeeminentiae"
ba$likli Papalik tebligi ile, hukumranliklari altindaki
topraklarda bulunan butun Mabed $ovalyeleri'nin
tutuklanmalarini emretti.
Mabed $ovalyelerinin buyuk bir kismi sorgulamalarinda
tabi olduklari ve cogu kere olumleriyle sona eren i$kence
esnasinda bu a$agilayici ithamlari reddettiler ve bu
buyuk komplonun ve nifakin muelliflerini lanetliyerek
$erefleriyle olduler. Bir kisim Mabed $ovalyesi ise
i$kenceye digerleri kadar tahammul gosteremediklerinden
bu suclamalari, olumlarini cabukla$tiracagi inanciyla
kabul ederek olduler.
Papa V. Clement ancak 22 Mart 1312 tarihinde "Vox in excelso"
ba$likli tebligiyle Mabe $ovalyeleri Tarikati'nin resmen
kapatildigini ilan etti. Ancak, bu tebligin dikkate deger
yani $udur ki bu metinde Mabed $ovalyelerini suclayacak
hic bir hukum ifade edilmi$ degildir. "Kilise'nin hayrina
oldugu icin kapatilma karari verilmi$ oldugu"'ndan
bahsedilmektedir.
Papa'nin 2 Mayis 1312 tarihli "Ad providam" ba$likli
tebligi de Mabed $ovalyeleri'nin butun emvalinin bunlarin
rakibi ve adeta du$manlari olan Hospitalier Tarikati'na
devredilmi$ oldugu hukmu yer almaktadir. Yaki$ikli Filip
bu yonden de avucunu yalami$tir.
Yaki$ikli Filip, Mabed $ovalyeleri'nin son Ustad-i A'zam'i
Jacques de Molay (1243-1314) ile yardimcilari: Hugues de
Pairaud, Geoffroy de Charnay ve Geoffroy de Goville'i
18 Mart 1314'de so defa Notre Dame katedralinin onunde
mahkeme huzuruna cikartti. Hakimler arasinda Guillaume
de Nogaret'nin yeri bo$tu; zira bir yil once olup gitmi$ti.
Hakimler bu dort zanliyi da omur boyu hapse mahkum ettiler.
Bunun uzerine Jacques de Molay ile Geoffroy de Charnay
ayaga kalkarak butun Paris halki onunde bu kararin
adaletsz br karar oldugunu; Mabed $ovalyeler'nn asla
kendilerine yukletilmek istenen suclari irtikap etmediklerini
bunu Yaki$ikli Filip'in, Eguerrand de Marigny'nin, Guillaume
de Nogaret'nin ve Papa V. Clement'in bir iftirasi oldugunu
cesaretle haykirdilar. Bunun uzerine Mahkeme her ikisini de
ayni ak$am yakilarak olume mahkume etti.
O ak$am her iki mahkum, Seine nehrindeki La Cite adasinin
Louvre Sarayi onundeki en uc noktasinda yakilarak idam
edildiler. Efsane, her ikisinin de sogukkanlilikla bu azaba
gogus germi$ olduklarini; Ustad-i A'zam Jacques de Molay'in
ise, odunlar ate$e verildiginde, sarayin pencerelerinden
birinde olayi seyretmekte olan kirala: "Filip! Seni, Papa'yi
ve Marigny'yi bir seneye kalmadan Ahiret'te Cehennem'e ben
ugurlayacagim" diye haykirmi$, oldugunu bildirmektedir.
Gercekten de bu olaydan bir ay sonra, Papa V. Clement
19 u 20 Nisan'a baglayan gece ve Yaki$ikli Filip de ayni
senenin 29 Kasim gunu olduler. Jacques de Molay'in kehaneti
gercekle$mi$tir. Ama efsane, bunun gercekle$mesinde Mabed
$ovalyeleri olduklarini gizliyerek Kiral'in ve Papa'nin
oda hizmetciligine, dolayisiyla mutemed adamligina, kadar
yukselmi$ olanlarin efendilerinin odalarini sabaha kadar
aydinlatmak uzere satin aldiklari mumlarin parafinlerine
mikdar-i kafi arsenik kari$tirmi$ olan, gene kendilerini
iyi gizlemesini bilmi$, Mumcu Mabed $ovalyeleri'nin daha
da muessir olduklarini fisildamaktadirlar.
Enguerrant de Marigny ise 29 yil kirallik etmi$ olan
Yaki$ikli Filip'in olumunden sonra yerine gecen X. Louis'in
iki yillik kisa kiralligi esnasinda 30 Nisan 1315'de
asilarak idam edildi. Boylece Jacques de Molay'in
kehaneti tamamlanmi$ oluyordu ama acaba Mabed $ovalyeleri
intikamlarini kendilerini tatmin edici bicimde alabilmi$ler
miydi?
Mabed $ovalyeleri'nn Yenden Dirili$i
Ingiltere'ye ve Orta Avrupa'ya kacanlarla daha sonra bunlara
mulaki olan diger Mabed $ovalyeleri, Ustad-i A'zam'larindan
aldiklari talimat geregi, in$a halindeki kilise ve
katedrallerin $antiyelerine muracaatla kendilerinin hicbir
loncaya bagli olmayan duvarci olduklarini ifade ederek i$e
alinmi$lardi. Fransizca franc bir yere bagli olmayan, hur
serbest (ingilizcesi: free) duvarci da macon (mason okunur;
ingilizcesi mason) olduguna gore Franc-Macon ya da Free-Mason
diye anilan bu grup i$te Fransa Kiralligi'nin zulmunden
yakasini zor kurtarmi$ olan Mabed $ovalyeleri'nin zahirine
i$aret etmekteydi.
"Serbest-Masonlar"'in butun Avrupa'da yeniden te$kilatlanmalari
zaman alir. Yava$ yava$ gizli hucreler halinde odakla$irlar.
XVII. asirdan itibaren mevzi de olsa bir takim ba$arilar
kazanirlar. Cemiyetin, sivil ve askeri idarelerin kopru
ba$larini tutmaga ba$larlar. Saraylarda muhim mevkiler
elde etmege, kirallarin harimine kadar sizmaga gayret
ederler. Fransa'da Capet Hanedanligindan sonra Valois Hanedani
tahta varis olmu$tur. Ama ne gam! Serbest-Masonlar atalari
Mabed $ovalyeleri'ne yapilmi$ olan haksizligin intikamini
almaga yeminlidirler. O intikam gununu buyuk bir sabir ve
hincla beklerler. Intikam, $u ya da bu hanedan degil, butun
hanedanlardan alinacaktir. Serbest-Masonlar'in nesilden
nesile intikal eden yemini budur.
Katedrallerin ve buyuk kiliselerin in$aatlari XVI. asrin
sonuna dogru tamamlanmi$ oldugundan duvarcilikla bilfiil
i$tigal eden masonlarin sayisinda azalma olur. Buna care
olarak XVIII. asirda bizzat duvarci olmamakla birlikte
Serbest_Masonlarin Mabed $ovalyelerinden tevarus ettigi
idealleri benimseyecek olanlari duvarci olarak _Kabul
Edilmi$ Masonlar_ unvaniyla aralarina almaga ba$larlar.
Bu, hareketin artik soy safiyetinin kaybolmaga ba$ladigi,
her turlu cereyana acik hale geldigi, tereddinin ve
soysuzla$manin ba$langicidir. Hareket ileride kurumsalla$ip
sekulerle$tiginde ise iyiden iyiye inhitat edecektir.
"Sebest ve Kabul Edilmi$ Masonlar", okumenik diyebilecegimiz
ilk toplantisini 1717 yilinda Iskocya'da Saint Andrew'da
icra eder. Bu toplantida toplulugun tuzugunun ve Fransiz
Hanedanindan intikam almak hususunda edilmi$ olan yeminin
yerine getirilmesi icin nasil bir strateji izlenmesi gerektigi
hakkinda etrafli bir rapor hazirlamak gorevi bir alt komisyona
havale edilir. Komisyon raporunu 1724'de ayni yerde toplanacak
olan mason Konvansiyonu'na takdim edecektir.
Bu Konvansiyon'da kabul edilmi$ kaideler ve strateji hizla
tatbik edilerek Avrupa'nin her yerinde ve bilhassa Fransa'da
pekcok Mason Locasi buyuk bir gizlilik icinde faaliyete gecer.
Gaye ba$ta Fransa Hanedani olmak uzere butun hanedanliklari
ortadan kaldirmaktir. Osmanli Imparatorlugu da bundan nasibini
alacaktir. Osmanli topraginda ilk Mason Locasi 1767'de Galata'
da acilir. Bu Locanin unlu muntesiblerinden biri Galata
dogumlu unlu fransiz $airi Andre Chenier'dir. Ne yazikk ki
Andre Chenier masonlugu masonlarin ba$lattigi ve idare
ettigi Buyuk Fransiz Ihtilali'nde $airin kafasinin giyotinde
kesilmesine mani olamiyacaktir!
Kendi istihbarat te$kilatlari vasitasiyla Masonlarin gucu ve
stratejisini iyi degerlendiren Ingiltere, Hollanda, Prusya
ve Rusya kirallari Mason Localarinin kendi ulkelerinde
kurulmasini desteklemekle ve mason olmakla bu muhtemel
tehlikeyi geci$tirirler.
>>bu merakli seruvenin devaminda Mabed $ovalyeleri'nin
Gecikmi$ Intikamini sergileyecegiz...
Mabed $ovalyeleri'nin
Gecikmi$ Intikami
1724 Saint Andrew Konvansiyonu'ndan sonra Mabed
$ovalyeleri'nin:
1. Fransiz hanedanindan ve
2. Kilise'den
alacaklari intikamlarin artik resmi varisi olan
"Serbest ve Kabul Edilmi$ Masonlar", tam 65 sene boyunca,
bir telkari ustasi hazakatiyle 1789 Buyuk Fransiz
Ihtilali'ni hazirlarlar. Bunu gercekle$tirmek uzere
Fransa'da ve ozellikle de Paris'de pekcok yeni loca
acilir. Ediplerden, filozoflardan, bilim adamlarindan
muteriz, inatci ve mutecaviz tipler ozenle secilerek
mason yapilir. Bunlarin fikirlerinin olabildigince
halk tabakalarina yayilmasi hususunda imkanlar hazirlanir.
Kiralligin:
1. Asiller,
2. Ruhban sinifi,
3. Avam olmak uzere
kesin kayitlari bulunan bir kast sistemi ihdas ettigi;
oysa bunun akla ve mantiga aykiri oldugu; buna kar$ilik
idealin ise:
1. Bu sistemin ortadan kaldirilmasi,
2. Herkesi e$itlikci ve akilci bir cerceve icinde
toparlayan ve yalnizca halkin iradesine dayanan,
kirallarin da ruhban sinifinin da tasallutundan
korunmu$ bir Cumhuriyet olacagi fikirleri ileri surulur.
14 Temmuz 1789 tarihinde kopan ihtilal on yil surer. Kiral
idam edilir. Kilise'nin mallarina el konur.
"Hiristiyanliktan arindrma kanunu" kabul edilir. Devlet
artik laik'dir. Akil'a tapinma devlet dini olur. Hatta
"Tanrica Akil"(!) adina Paris'de resmi ayinler bile
duzenlerir.
"Serbest ve Kabul edilmi$ Masonlar", programlarina uygun
olarak, Mabed $ovalyeleri'nin Fransiz Hanedani'ndan ve
Kilise'den alinacak intikamlarini boylece almi$ oluyorlar.
Pekiyi de, Masonluk acaba buradan sonra neyle me$gul
olacakdi, ya da me$gul olmaliydi?
Operatif Masonluk'dan
Spekulatif Masonluga Geci$
Ilk Serbest Masonlar aralarinda te$kilatlanirken duvar
ormedeki becerilerine gore, eski lonca te$kilatinda
oldugu gibi:
1. cirak
2. Kalfa
3. Usta
$eklinde bir uclu derecelendirmeye tabiydiler.
Bu, Operatif Masonlugun yapisini yansitmaktadir.
Ancak bir taraftan Operatif Masonlugun temel me$galesi
olan duvarciligin bilfiil icra edilmemesinden dolayi,
diger taraftan da azalan masonlarin sayisini arttirmak
icin duvarci olmamalarina ragmen duvarci olduklari
"Kabul Edilmi$" kimselerin mason localarina alinmasi
mason idarecilerini daha esrarengiz, dolayisiyla da
daha cazip bir strateji uygulamaga sevketmi$tir. I$te,
masonik dereceleri 3 den 33'e yukselten bu Yeni Masonluk
"Spekulatif Masonluk" adini almaktadir. Bundan boyle ilk
uc dereceyi ihtiva eden Mavi Localar masonlarin avamina
diger dereceleri ihtiva eden Kirmizi Localar masonlarin
havassina ve 33. dereceden ancak bazi masonlarin duhul
edebildigi Kara Loca da masonlarin hassulhavassina hitab
edecektir. Eh, e$itlik savunan bir topluluk icin bu
kadarcik bir kast sistemi de artik herhalde mazur
gorulmelidir(?!)
Ufku geni$lemek mecburiyetinden olan bu yeni tur Masonluk
icin:
1. Yeni idealler,
2. Uygun (!) bir gecmi$,
3. Yeni bir strateji
gerekliydi. Idealler icin yeni arayi$lara gerek yoktu.
Buyuk Fransiz Ihtilali uygulamasi Masonlugun bir tarafdan
yaptirim gucunu ispatlarken diger taraftan da ideallerini
degi$mez bir bicimde kalipla$tirmi$ti. Bu kaliplar (ya da
paradigmalar):
1. (kendisinin ki haric) butun $ahsi otoritelere kar$i
sava$, ve bunun tabii sonucu olarak cumhuriyetci idari
sistemin her ulkede hukumran olmasi,
2. (kendisinin yapacagi din haric) dini her turlu otoriteye
kar$i sava$,
3. Buyuk Fransiz Ihtilalinden daima ve her yerde ve de
ozellikle egitimde prestijle soz konusu edilmesinin,
ve boylece korpe dimaglarin bu kavramin muhtevasiyla
kama$malarinin saglanmasi,
4. Her konunun laiklik, akilcilik ve e$itlik ilkeleri
icinde ele alinmasinin temini $eklinde ozetlenebilir.
"Mabe $ovalyeleri Tarikati" da onun varisi olan "Serbest
ve Kabul Edilmi$ Masonlar" da musevi-hiristiyan
medeniyetinin bir urunuydu. Bu itibarla Masonlugun,
kendi koklerine ait yeni bir tarih ve efsane ihdas
etmege kalki$tiginda her halde bunun unsurlarini
gidip de Cin medeniyetinden kotarmasi beklenemezdi.
I$te, Masonlugun men$eini gizleyen me$hur "Hiram Usta
Efsanesi" de Spekulatif Masonluk'taki daha pekcok
efsane de boylece Tevrat, Talmud ve Kabala men$e'li
musevi unsurlar olarak Masonluga girmi$ oldu. Bunlara
bakip da Masonlugun Yahudiligin bir uydurmasi olduguna
hukmetmek isabetli olmaz! Cunku butun bunlarin yaninda
zaman zaman Yeni Eflatunculuk'dan Yunan Esatiri'nden
Gnostikler'den eklektik alintilar da yapilabiliyordu.
Bazi localarda ise Eccarthausen'in digerlerinde
Swedenborg'un ya da Eski Misir esatirinin etkileri daha
agirlikli olabiliyordu. Ama gercek $u ki Operatif
Masonlugun uc derecesinde ve bunlarin rituellerindeki
sathi de olsa azicik dini hava, yerini, Spekulatif
Masonluk'da dinle alay eden putperest (pagan) esatirinin
karanligina terkediyordu, oyle ki 33. dereceden bir
masonun hic bir dini inanci olmayan ama hangi itikad
olursa olsun o itikadin samimi $akirdiymi$ gibi
gorunmesini beceren bir munafikliga eri$mi$, fazil(!)
ve hakim(!) bir insan-i kamil(!) portresi cizdigi
kabul edilmekteydi.
AVrupa'da "Getto"larda siki$tirilmi$, hurriyetleri
ve hayat haklari tahdid edilmi$, a$agilanmi$, daima
iteklenmi$ olan musevi cemaatlerinin Masonlar tarafindan
Fransiz Ihtilali'nin dovizi haline getirilmi$ olan
"Hurriyet, E$itlik, Karde$lik" slogani kar$isinda
umide kapilmamalari ve Masonlukla ilgilenmemeleri
mumkun degildi. Nitekim XIX. asrin ba$larindan
itibaren her ulkede musevi cemaatinin ileri
gelenleri Mason localarina itibar etmi$tir. Bu bir
ce$it kendini koruma icgudusunun de tezahuru sayilabilir.
Bununla beraber Masonlugun yahudilerin icadi oldugu ve
butun Masonlugun onlarin idare ettikleri iddiasi bence
asla isabetli bir iddia degildir.
Osmanli Hanedanina Kar$i Hinc
Ve Intikam Hislerinin Men$ei
Bilhassa XVII. asrin sonlarindan itibaren serke$ligi,
yagmaciligi, yolkesiciligi ve e$kiyaligi Osmanli'nin
ba$ina buyuk gaileler acmi$ olan "Yeniceri Ocagi"nin
lagvi daha XVIII.asrin ilk cegreginde du$unulmege
ba$lanmi$sa da 15 Haziran 1626 daki dirayetli
operasyonuyla buna muvaffak olan II.Mahmud'dur.
Vak'a-i Hayriye (Hayirli Olay) denilen bu operasyonda
yalnizca Istanbul'da bir gunde 10000 yeniceri, onu
takip eden iki ay icinde ta$rada da bir o kadar
yeniceri ortadan kaldirilmi$tir.
Yeniceriler Haci Bekta$-i Veli'yi ocaklarinin piri ve
manevi efendisi addettiklerinden her yeniceri ocaginda
bir Bekta$i Babasi bulunurdu. Padi$ah Bekta$iler'in
yenicerilerin serke$liklerinin onune gececek yerde
onlari ki$kirtmakta olduklarini da ce$itli vesilelerle
tesbit ettirmi$ oldugundan 8 Temmuz 1826 gunu
Imparatorluk'daki butun Bekta$i tekkelerininin
kapanmasina, tekkelerin ba$ka tarikatlarin tasarrufuna
tahsisine ve Bekta$i'lerden de suclu gorulenlerin
idam edilmesine, digerlerinin de ce$itli yerlere
tehcirine karar vermi$tir. Bu yuzden Bekta$iler'in
buyuk bir kismi takiyye uygulayip ba$ka tarikatlara
intisab etmi$lerdir.
Bu tarihden itibaren Bekta$iler ve onlardan bagimsiz
olarak Alevilerin bir bolumu Osmanli Hanedani'na
kar$i, tipki Mabed $ovalyeleri'nin Franszi Hanedani'na
beslemi$ olduklari gibi, bir hinc ve kin beslemeye
ba$lami$lardir.
XIX. asrin sonlarina dogru II. Abdulhamid'in idaresinden
rahatsiz olan tibbiyeli muteriz bir grup 1889'da adi
(bir takim istihaleler gecirdikten sonra, 1908'de)
"Ittihad ve Terakki Cemiyeti"ne inkilab edecek olan
"Ittihad-i Osmani Cemiyeti"ni kurmu$; ve ayni yil
icinde Fransa'da ya$ayan, Jon Turkler denilen, Padi$ah'a
muariz bir grupla siki temasa gecmi$tir.
Bugun Jon Turkler'in onemli bir bolumunun Fransiz
Hariciyesi tarafindan mali destek gordugu ve hemen
hepsinin fransiz Mason Localari'nda tekris
edilmi$, Buyuk Fransiz Ihtilali'nin hayrani kimseler
olduklari ortaya delilleriyle konulmu$ bulunmaktadir.
Masonluk Ingiltere, Belcika, Hollanda, Danimarka,
Norvec ve Isvec kirallarinin zatem mason olmalari
hasebiyle ideallerinin orada ihtilalci cizgide bir
uygulama bulamiyacagini bildiginden Jon Turkleri
kendisi icin Allah'in nimeti olarak telakki ederek
onlara Osmanli'yi yikmak uzere gerekli olan destegi
sevincle temin etmi$tir.
Bu bakimdan Jon Turkler hem Ittihad ve Terakki Cemiyeti
icin ve hem de Turki'deki Mason Localari icin verimli
bir fidelik gorevi ifa etmi4lerdir. Bunlarin, II.
ABdulhamid'in haklarinda cikarmi$ oldugu aflarindan
yararlanarak Turkiye'ye dondukleri zaman Osmanli
Hanedani'na kar$i duyduklari hinc ve kinin saikiyle
anla$tiklari bir ba$ka topluluk ise Bekta$iler
olmu$tur. Bekta$ilerin onde gelenleri zaten 1867'den
itibaren Misirli Prens Mustafa Fazil Pa$a sayesinde
Mason Localarinda tekris edilerek mason olmu$
bulunuyorlardi. Bu arada $air Namik Kemal'in,
Talat Pa$a'nin ve $eyhulislam Musa Kazim Efendi'nin
de hem mason hem de bakta$i oldugunu ilave edelim.
Cumhuriyetin kurulu$ yillarinda, hilafetin ilgasinda,
Istiklal Mahkemelerini eshasinda, harf inkilabinda,
takvim inkilabinda, $apka inkilabinda ve digerlerinde
Turkiye'den yukselmi$ olan gizli kapakli ya da a$ikar
itirazlar arasinda bir tek bekta$i ya da alevi yer
almami$tir. Cok partili doneme gecildiginde ise bu iki
grup buyuk ekseriyetiyle, Osmanli'dan Vak'a-i Hayriye'nin
ocunu almi$ olduklarina inandiklari Cumhuriyet Halk
Partisi kurmaylarina kar$i saygi ve minnet hislerinden
oturu, seneler boyu bu partiye bagli ve sadik kalmi$lardir.
Mabed $ovalyeleri'nin Masonlara devrettikleri "Fransiz
Hanedani'na kar$i vaz gecilmez ofke ve kin" ile
Bekta$i/Aleviler'in Osmanli Hanedani'na kar$i
Izhar ettikleri ofke ve kin arasindaki
paralelligin hem tarihi ve hem de ictimai acidan daha
derinligine incelenecek ara$tiricilarin bu konuya
egilmelerinin konunun diger gizli yonlerinin ve
paralelliklerinin ortaya cikmasina da muhakkak ki
katkisi olacaktir.
Sonuc
Bugunku Masonlugun men$ei Mabed $ovalyeleri Tarikati'dir.
$ovalyeligin icablarina sadik ve durust bir tarikat olan
Mabed $ovalyeleri sahip olduklari emvale kar$i kiral
Yaki$ikli Filip'in ve dani$manlarinin hirsi dolayisiyla
1307'de bunlarin iftirasina ugrar; $ovalyelerin buyuk
kismi i$kenceler altinda can verir. Kacabilenler Fransa
di$inda in$a halindeki katedrallerde kendilerini hicbir
locaya kayitli olmayan (yani serbest ya da hur) duvarcilar
olarak takdim edip i$ bulurlar. Yava$ yava$ te$kilatlanirlar.
Tek gayeleri Fransiz Hanedanindan ve Kilise'den intikam
almakti. Iskocay'da St Andrew'da 1724'de aktedilen
konvansiyondan sonra te$kilat artik "Iskoc Ritine Bagli
Serbest ve Kabul Edilmi$ Masonlar" olarak faaliyet
gosterecektir. 65 yil boyunca buyuk bir sabir ve
stratejiyle hazirladiklari Buyuk Fransiz Ihtilali'yle
hem kiralin kafasinin kesilmesini, hem de kilisenin
etkisiz ve yetkisiz hale getirilmesini saglarlar.
Artik Fransa dini ahlaka ve emirlere degil, halkin
uygun gorecegi ahlak ve kanunlara gore idare edilecektir.
Butun bunlara da "Tanrica Akil"(!) rehberlik edecektir.
Benzer bir durum, Osmanli'nin kaderinde de vardir. Bu
sefer ortadan kaldirilmak istenen, devleti maglubiyetten
maglubiyete surukleyen ve bir e$kiya guruhu haline inkilab
etmi$ olan Yeniceri Ocagi'dir. 1826'da "Hayirli Olay"
diye anilan bir operasyonla 20000 yeniceri ortadan
kaldirilir. Bu arada yenicerilerin manevi destekcisi
olan Bakta$iler de te'dib edilir. Suclu gorulenler idam
edilir. Digerleri surulur. Tekkeleri ba$ka tarikatlara
aktarilir. Bu andan itibaren Bekta$ilerin ve onlarla
ayni paralelde olan bazi Alevi gruplarin gayesi:
1. Osmani Hanedani'nin ve
2. Hilafet'in ortadan kalktigini gormek olur.
Bekta$iler 1897'den itibaren mason olmaga ba$larlar.
Bu arada Fransa, ulkesindeki Jon Turkler denen muteriz
ve ihtilalci grubu destekler. Bunlarin cogunlugu fransiz
mason localarinda tekris edilirler. Ittihad ve Terakki
Cemiyeti uyelerinin hemen hepsi de masondur. Bu iki
grupla Bekta$iler Osmanli Hanedani du$manligi konusunda
cok iyi kayna$irlar. Turkiye Cumhuriyeti'nin kurulu$u
sirasinda gorev almi$ olan eski Ittihad ve Terakki
mensuplari ve Bekta$i/Alevi toplulugu yapilan butun
inkilablari kayitsiz $artsiz te$vik ve tasdik eder.
Sonunda Hilafet'in 1924'de kaldirilmasiyla Osmanli
Hanedani da Hilafet de resmen cokmu$ olur. I$in, temel
ideal olan Fransiz Ihtilali'ne uygun olmasi icin
bunlar zaten gerekli olan $eylerdir. Netice itibariyle
Vak'a-i Hayriye'nin intikami Osmanli Hanedani'ndan alinmi$
olur.
Cumhuriyet Halk Partisi'nin, dinin kaldirilmasinin
Fransa'daki kadar kolay olmayacagini sonunda idrak edecek
kadar temkin sahibi olan kurmaylari hic degilse diyaneti
elden kacirmamak icin Diyanet I$leri Ba$kanligi ihdas
ederek diyaneti Devletin uslu cocucgu kilarlar, ve
boylece dini de kontrol altinda tuttuklarina inanirlar.
Bu, aslinda, yeni cumhuriyeti surekli gozaltinda tutan
Mason Avrupa acisindan da lehte bir puvandir.
AVrupa ise, ehven-i $erlere "Eyvallah!" demesini bilen;
ama gonlu Turkiye'nin hiristiyanla$masindan yana olan;
bunlar olmadigina gore kendi vaz ve empoze edecegi bir
"Hafif Isalm" (Light Islam) recetesine Turkiye'yi
cekmege cali$an; bu receteden en ufak bir sapmayi
"Radikal Islamcilik!" ya da "Fundamentalizm!" nara ve
$amatalariyla bastirmaya, sindirmeye, afaroz etmeye
(eh ne de olsa katolik kulturunden geliyorlar), horozluk
ve $irretlik etmeye kadar goturmeyi tabii hakki
olarak goren bir Avrupa'dir.
Ulke de artik:
1. aklin onculugunde;
2. Diyanet I$leri Ba$kanligi gibi bir kurumu Ba$bakanliga
baglamak suretiyle iyice garible$en, tanimi yapilmami$
ve israrla da yapilmayan, zaman zaman mutaassib bir din
du$manligi $eklinde tezahur eden sira di$i bir laiklikle
ve
3. herkesin kagit uzerinde e$it sayildigi, zaman zaman
birdeb bire askerile$iveren, askerile$medigi zamanlarda
da pisirik ve $ahsiyetsiz siyasilerle idarecilerin
askerle$meye davet cikardiklari ya da askerle$me fobisini
yeteneksizliklerine kilif yaptiklari bir _tur_ cumhuriyetle
uslu uslu idare edilir. Veleddallin, Amin!
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder