1 Ocak 2018 Pazartesi

Kur’an’da “ADALET”

Kur’an’da “ADALET”
KUR’AN’DA ADALET KAVRAMI 

Kur’an’da adalet kavramı (‘adl kelimesi) bir kişiyle birden fazla kişi, mesela yöneticiyle toplum arasındaki münasebetlerde adil olmak manasında kullanılıyor. 
(Aşağıdaki Nisa 4/3 ayetinde her iki kelimenin kullanılışı bu durumu çarpıcı bir şekilde gösteriyor). Ayrıca ‘adl kelimesi bazı ayetlerde “fidye” (6/70, 2/48, 2/123); 
bir ayette “denk” (5/95) 
ve bazı ayetlerde de “eş tutmak” (6/1, 6/150, 27/60) manalarında geçmektedir. 
fe ‘adelek 82/7 (Ey insan) O ki seni yarattı, seni düzenledi, sana ölçülü bir biçim verdi ( = ellezi halekake fe sevvake fe ‘adelek). 
li ‘adile 42/15 Bundan dolayı sen [hakka] davet et ve emrolunduğun gibi dosdoğru ol ( = vestekım kema ümirte); onların hevalarına uyma ve de ki: “Ben Allah’ın indirdiği her Kitab’a inandım ve aranızda adaleti sağlamakla emrolundum ( = ve ümirtu en a’dile beyneküm); Allah bizim de Rabbimiz, sizin de Rabbinizdir; bizim amellerimiz bize, sizin amelleriniz de size aittir: bizimle sizin aranızda bir tartışma yoktur; Allah aramızı bulur; dönüş de O’nadır. 
ta’dil 6/70 … her türlü fidyeyi fidye olarak verse de ondan kabul edilmez ( = ve in ta’dil külle ‘adlin la yu’haz minha) … onlar için kaynar sudan bir içki ve inkarlarından dolayı da acı bir azap vardır. 
ta’diluu 4/3 Şayet yetimler hakkında insaflı davranamayacağınızdan korkarsanız ( = ve in hıftum ella tuksituu fil yetaama), size helal olan [başka] kadınlardan iki, üç, dört tane alın; onlar arasında da adil olamayacağınızdan korkarsanız ( = ve in hıftum ella ta’diluu), bir tane alın, yahut ellerinizin altındaki [cariye] ile yetinin; haksızlık etmemeniz için en uygun olanı budur. 
4/129 Na kadar dikkatli olsanız da kadınlar arasında (tam) adil olamazsınız ( = ve len testatiy’u en ta’dilu beynen nisai); öyleyse birine tamamen yönelip ötekini boşlukta bırakmayın; eğer arayı düzeltir, sakınırsanız, Allah gafuurdur, rahiymdir. 
4/135 Ey iman edenler, insafı ayakta tutanlar ve Allah için şahitlik edenler olun ( = ya eyyühellezine amenu küünu kavvamiyne bil kıstı şühedae lillahi); kendinizin, ana babanızın ve yakınlarınızın aleyhinde bile olsa, zengin veya fakir de olsalar; çünkü Allah her ikisine de daha yakındır; öyleyse hevesinize uyup adaletten sapmayın ( = fela tettebi’ul heva en ta’dilu); eğer (dilinizi) eğip bükerseniz veya doğruyu söylemezseniz, muhakkak ki Allah yaptıklarınızdan haberdardır. 
5/8 Ey iman edenler, Allah için şahitlikte insafı ayakta tutanlar olun ( = ya eyyühellezine amenu, küünu kavvamiyne lillahi şuhedae bil kıst); bir kavme karşı duyduğunuz kin sizi adaletten ayırmasın ( = ‘ala ella ta’diluu); adaletli davranın ( =i’diluu), takvaya uygun olan budur; Allah’tan korkun, muhakkak ki Allah yaptıklarınızdan haberdardır. 
ya’diluune 6/1 Hamd o Allah’a ki, semavatı ve arzı yarattı ( = haleka’s semavati vel ard), karanlıkları ve aydınlığı var etti ( = ve ce’ale’z zulumati ven nuur); yine de o kafirler Rablerine (başkalarını) denk tutuyorlar ( = sümme ellezine keferu bi rabbihim ya’diluun). 
6/150 De ki: Haydi Allah’ın bunu yasakladığına şahitlik edecek tanrılarınızı getirin. Eğer şahitlik ederlerse, sen onlarla beraber şahitlik etme; ayetlerimizi yalan sayanların ve ahirete inanmayanların keyflerine uyma; onlar Rablerine denk (eş) tutuyorlar ( = ve hüm bi rabbihim ya’diluun). 
7/159 Musa kavminden bir ümmet vardır ki hak ile yol gösterir ve onunla [hak ile] adaleti uygular ( = ve min kavmi musa ümmetün yehduune bil hakkı ve bihi ya’diluun). 
7/181 Yarattıklarımızdan öyle bir ümmet vardır ki, onlar hak ile yol gösterir ve onunla [hak ile] adaleti uygular ( = ve mimmen halakna ümmetün yehduune bil hakkı ve bihi ya’diluun). 
27/60 Yahut gökleri ve yeri kim yarattı? Size gökten su indirdi de, sizin bir ağacını dahi bitiremeyeceğiniz gönül açan bahçeler bitirdik; Allah ile beraber başka ilah mı var? Hayır, onlar [Allah’a] denk tutan bir kavimdir ( = bel hüm kavmün ya’diluun). 
a’diluu 5/8 Ey iman edenler, Allah için şahitlikte insafı ayakta tutanlar olun ( = ya eyyühellezine amenu, küünu kavvamiyne lillahi şuhedae bil kıst); bir kavme karşı duyduğunuz kin sizi adaletten ayırmasın ( = ‘ala ella ta’diluu); adaletli davranın ( =i’diluu), takvaya uygun olan budur; Allah’tan korkun, muhakkak ki Allah yaptıklarınızdan haberdardır. 
6/152 … ölçüyü ve tartıyı insaf ile yapın ( = ve evful keyle vel mizane bil kıst); … söylediğiniz zaman da akrabanız bile olsa adaletli olun ( = ve iza kultüm fa’diluu ve lev kane ze’l kurba) ve Allah’a verdiğiniz sözü tutun; hatırlayıp öğüt alasınız diye [Allah] size bunları tavsiye etti. 
adlun (fidye ve adalet manalarında geçiyor) 2/48 Ve öyle bir günden sakının ki, kimse kimsenin cezasını çekmez, kimseden şefaat kabul edilmez, fidye de alınmaz ( = ve la yu’hazu minha ‘adlun), onlara yardım da edilmez. 
2/123 Ve öyle bir günden sakının ki, kimse kimsenin cezasını çekmez, kimseden fidye de kabul edilmez ( = ve la yukbelu minha ‘adlun), şefaat de fayda vermez, onlara yardım da edilmez. 
5/95 Ey iman edenler, ihramda iken av hayvanı öldürmeyin; sizden kim kasden kim [av hayvanı] öldürürse, öldürdüğünün dengi olan bir hayvan cezası vardır, ki bu içinizden iki adil kişinin ( = zeva ‘adlin minküm) karar vereceği, Kâbe’ye ulaşacak bir kurban, yahut yoksullara yedirmek şeklinde keffaret, ya da buna denk oruçtur ( = ev ‘adlu zalike sıyamen); ta ki böylece yaptığı işin vebalini tatsın; Allah geçmişi affetmiştir … 5/95 ( = zeva ‘adlün minkum) … ( = ev ‘adlu zalike sıyamen) … 
5/106 Ey iman edenler, birinize ölüm gelince vasiyet sırasında içinizden iki adil kişi aranızda şahitlik etsin ( = zeva ‘adlin minküm) … 
 6/70 … her türlü fidyeyi fidye olarak verse de ondan kabul edilmez ( = ve in ta’dil külle ‘adlin la yu’haz minha) … onlar için kaynar sudan bir içki ve inkarlarından dolayı da acı bir azap vardır. 
65/2 [Boşamak istediğiniz kadınları] sürelerinin sonuna varınca ya onları [güzelce ] yanınızda tutun, yahut güzellikle onlardan ayrılın, bunun için [yanınızda tutmak veya ayrılmak için] aranızdan adaletli iki kişiyi de şahit tutun ( = ve eşhidu zavey ‘adlin minküm) … 
adlen 6/115 Rabbinin kelimesi (Kitab’ı) hem doğruluk, hem de adalet bakımından tamamlanmıştır ( = temmet kelimetu rabbike sıdkan ve ‘adlen) … 
bil ‘adl 2/282 Ey iman edenler, belirli bir süreye kadar birbirinize borç verdiğiniz zaman onu yazın; aranızda bir yazıcı onu adaletle ( = bil ‘adl) yazsın… velisi olan onu adaletle ( =bil ‘adl) yazdırsın…bu Allah katında daha uygun ( = aksetu indallah), şahitlik için daha sağlam, kuşkulanmamanız için daha elverişlidir… 
4/58 Allah size emanetleri ehline vermenizi, insanlar arasında hükmettiğiniz zaman adaletle hükmetmenizi ( = ve iza hakemtüm beynennasi en tahkümu bil ‘adli) emreder; Allah size böylece ne güzel öğüt veriyor; muhakkak ki Allah, işitendir, bilendir. 
16/76 … şimdi bu (adam) doğru yolda giden ve adaleti emreden ( = ye’muru bil ‘adli) kişi gibi olur mu? 
16/90 Allah, adaletle davranmayı, ihsanı, akrabaya vermeyi emreder ( = innallahe ye’muru bil ‘adli ve ita izil kurba), fahşadan (hayasızlıktan), münkerden (fenalıktan) ve azgınlıktan men eder hartırlayıp öğüt alasınız diye size böyle va’zeder. 
49/9 Eğer iman edenlerden iki taife savaşırlarsa onların arasını düzeltin; şayet biri ötekine saldırırsa, Allah’ın emrine dönünceye kadar saldıran tarafla savaşın; eğer dönerlerse artık adaletle onların arasını düzeltin ( = fe aslihu beynehum bil adl) ve daima insaflı olun ( = ve aksituu); muhakkak ki Allah, insaflı davrananları sever ( =innallahe yuhibbul muksitıyn).

Not: Sakir Kocabas’tan e-mail ekidir 9/8/2006 9:39 pm

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Halife Abdulhamid II'nin duasinin duzeltilmis hali:

" Allahım helal etmiyorum!   Şahsımı değil, ümmetimi bu hale getirenlere, hakkımı helal etmiyorum! Beni, benim için lif lif yolsalar, c...