Harun Yahya'nin "Dis Dunya"'si
"dalga boylarini renklere çeviren yine beynimizdir. "Dis dünyada" renk yoktur. "
insanin bunu okuyunca aklina gelen ilk sey "acaba HY 'renk' kelimesine bizden cok baska bir kullanim mi yukledi ne?" oluyor. "beynimiz dalga boylarini renklere cevirdiginden renkler bizim beynimizdedir" mi diyor HY?. Peki o zaman renk koru biri kirmizi isikta gecip HY'nin arabasina bindirse ve de bu adamin boynunda "BEN RENK KORUYUM" yazili olsa HY ona "Ozur dilerim ama benim beynim trafik lambasindan cakan isigi dalgaboylarini "kirmiziya" cevirdi senin beynin ise sen renk koru oldugundan bunu kirmiziya ceviremedi yesile cevirdi..benim beynimde olan gercekti seninkisi ise gercek degil hayaldi" mi diyecek...yooo....fakat soyle diyecek:
"Trafik lambasi kirmizi yandi sen onu renk koru oldugun icin goremedin arabama bindirdin, ode bakalim zayiati!"
...ote yandan hemen oracikta bir polis bitse, bu polis acaba kirmizi mi yandi yoksa yesil mi yandi diye HY'nin beynini mi deseleyip gormeye calisacak? Bence HY bu gidisle bir renk korunu kendinden ayird edemiyecek lisan korlugune dusmus bulunmaktadir...bir an icin soyle dusunun: yeryuzunde bir tek HY ve de bir renk koru RK var olsa bunlardan hangisi cevresi hakkinda daha cok bilgi edinebilir? HY RK'nin renk koru oldugunu nasil saptayabilir? Beyninin icini deserek miii, yoksa onun onunden renkli olmadigini savundugu objeler gecirerek mi? HY'ye kalsa bahse girerim RK'nin beynini desmeye calisir;-) Daha dogrusu HY zuppelik olsun diye bizim "renk" kavramimizi "DALGABOYU" falan filan gibi anlamadigimiz kavramlara bindirmeye calisiyor. Fakat butun bunlara ne gerek var bir turlu bize soyliyemiyor. Kendilerine soyle sorabiliriz:
"Dis dunyada renk yoktur" dediniz iyi, guzel peki dis dunyada dalga boyu var midir?
Yine soyle dusunun ben oyle hassas bir elektronik alet gelistirdim ki "kirmizi"yi taniyor ve "ben kirmizi gordum" diyor olsun Simdi boyle bir alet icin biz "kirmizi" bunun beyninde, bunun programinda mi diyecegiz? Yooo, fakat lisani dogru durust kullanan biri olarak soyle deriz:
Biz bu aleti "kirmizi" gorecek sekilde programladik, o da "kirmizi" gordugunde bunu bize bildirdi.
Aslinda bu aletin _beyninde_ ne kirmizi var ne de yesil, onda sadece bir program yuklu, objektifine dusen isigi degerlendirip onun kirmizi mi yesil mi oldugunu ayird edip bize rapor ediyor. Goruldugu gibi bizim "kirmizi"'dan soz edebilmemiz icin onun beyinde falan olmasi gerekli degil. Bana inanmiyorsaniz aletimin icini acip bakin, yada ona yukledigim programlara bakin, bakin bakalim kirmizi gorebilecek misiniz;-) Yani HY'nin ifadesiyle "Renk beynimizde falan da degildir"... asilnda "renk" ne ordadir ne burda, fakat lisanimizdadir.
HY devamla diyor:
"Demek ki gören, duyan, isiten, hisseden madde ötesinde bir varliktir. Bu varlik "canli"dir ve ne madde, ne de görüntü degildir. Bu varlik vücut görüntümüzü kullanarak önündeki ekranla muhatap olur.
Dolayisiyla hisseden, gören, düsünen ve "ben" dedigimiz seyi vücudun disinda aramamiz gerekir. Din, bu "ben"i RUH olarak ifade eder. "Dis dünya" dedigimiz sey, bu ruh tarafindan seyredilen bir hayaldir. Nasil rüyadaki bedenimizin ve dis dünyanin maddesel bir gerçekligi yoksa, içinde yasadigimiz evrenin ve sahip oldugumuz bedenin de maddesel bir gerçekligi yoktur.
Gerçek olan sey, ruhtur. Madde ise, sadece ruhun gördügü algilardan ibarettir.
Aslinda Kitabimiz HY'nin "dis dunya" dedigi hakkinda hic de boyle "hayaldir" falan demiyor, bakin bilakis ne diyor:
006.073 Gökleri ve yeri gerçeklik olarak yaratan O'dur (= ve huvellezi halekas semavati vel arda bil hakk). "Ol!" dediği gün olur. Sözü gerçekliktir (= kavluhul hakk). Sura üfleneceği gün de mülk O'nundur. Gizliyi de açığı da bilendir. O, hakiimdir, her şeyden haberdardır.
kisacasi HY gercekle hayali birbirine karistirmakla gercekle batilin da birbirinden ayird edilemezligine zemin hazirlamis oluyor. Derdini MarcoPasa'ya anlatsa belki derman bulur:-)
not: HY "ben" RUH'tur deyip cikiyor...halbuki Kitabimizda "ruh" hakkinda boyle bir onerme de bulunmamaktadir. Aslinda "ruh"'un ne oldugu Kitabimizda bu kelimenin kullanmis oldugu ayetlerle sapasaglam saptanmis bulunmaktadir. Bu konuya ayrica deginecegim, fakat simdilik sunu hatirlatmakta yarar goruyorum:
017.085 Sana ruh hakkinda sorarlar. De ki: Ruh Rabbinin emrindendir. Size bu konuda az bir bilgi verilmistir. (kulir ruhu min emri rabbi, ve ma utitum minel ilmi illa kalila).
HY "ben" RUH'tur diyecegine "program"'dir, "emr"'dir deseydi belki daha isabetli olurdu. Nitekim yukarida verdigim renkleri taniyan makine orneginden de boyle demenin daha isabetli olacagi gorulmektedir;-)
Harun Yahya'nin makalesi icin bakiniz:
http://www.harunyahya.org
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder